Annem mızıka çalardı benim. Köyde hiç mızıkacı kalmadığı için Gonoşko Kazım ve annem gibi iki ihtiyara kalmıştı düğün yaptırmak.
Babam, annemin bu becerisini kıskandığından mı bilmem (ğıntı-sıntı) der bu müziğe, hor görürdü.
Gel zaman git zaman ağabeyim ablama bir mızıka aldı getirdi Samsun'dan. Yalnız hiçbir şey öğrenemedi. Ben biraz bir şeyler çıkartınca annem bütün ilgisini bana yöneltti, kızını bir tarafa bırakıp.
Orta sonda okuduğum o yıl, yaz tatiline kadar bir şeşen, bir leperuş, üç te kafe (biz abzahler zefauk derdik) öğrendim. Yeter de artardı bile. O yaz Hamamözü köylerinde düğünden düğüne peşinden koşulan popüler bir mızıkacı oldum çıktım.
Bir süre sonra tek sıra düğmeli Hohner mızıkanın çok kısır bir müzik aleti olduğunun farkına vardım. Garmon olsaydı bari diye hayıflandım.
Elbruz hocanın dans grubunda tek başına bir orkestra gibi çalan ve gözleri görmeyen Şahin beyi dinleyince, ben bari mimar olayım diyerek fikir değiştirdim. O da o kadar olmadı zaten.
İçinde yaşadığımız Anadolu halkının iyi müzikler ürettiğinin farkına varmam epey bir zaman aldı. Oysa ilkokul arkadaşlarımın yarısı Kürt idi ve müzik dersleri tamamen onlara emanetti. Zurnacı mısto'nun oğlu, parmağını değdirdiği burnuyla aletsiz zurna çalar ve şimdilerde Aynur Doğan'ın okuduğu (Kevoke ley) türküsünü söylerdi. Köy Enstitülü Kemal öğretmende bir şey demezdi. Çerkes ti, bizim köylü.
Olmadık her yerde onlarca kişinin beraber söyleyebildiği binlerce türkü, şarkı.
Karacaoğlan'dan Neşet Ertaş'a Pir Sultan Abdal'dan Mahsuni'ye onlarca halk şairi ve Mısırlı İbrahim'den Munir Nurettin'e müthiş bir ince saz.
Anadolu halkının ürettiği müziğin dünya çok az fakında bugün. Fakat yarın aynı olmayabilir. Bunun emareleri şimdiden var. İbo'nun Selanik stad konseri şaşkına çevirmişti beni ilk. İbo, Tarkan, Sezen Aksu ve Aynur Doğan başka dilleri konuşan ülkelerde dinleyici bulabildiler. Tarkan Moskova'da, Sezen Atina'da, Aynur Avrupa'da, İbo İran'dan İsrail'e her yerde.
Biz Çerkeslerin neden böyle bir müziği yok diye hayıflanırken Kuşha Doğan (şidexeçey) şarkısını bir yerlerden bulup çıkardı da Allahtan, beraber dejuv yapabileceğimiz bir şarkıya kavuşmuş olduk. Kayseri derneği duvarına sıralanmış beş-altı gencin amatörce çalıp söylediği bu şarkı, benim Çerkes olmayan arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla dinletebildiğim tek müzik.
Ankara yıllarımda We wuinut (senin iki gözün), Sıpsejiyaşe se (balık satıcısıyım ben) gibi sovyetik, Hajem yısarık gibi diaspora ağıtlarını Ezberlemeye çalışırdık. Hepsi birbirinden kötüydü inanın.
Yuri Temirkanov gibi uluslararası ünlü bir şef çıkmıştı Çerkeslerden ama Çerkes müziği kendini bir türlü beğendiremedi dünyaya. Adıgey'li bir Kaberdey olan Thabısım Wumar duyduğumuz Adıge şarkılarının çoğunun bestecisi ve icracısı idi. Nalçik'te altmış yetmiş seyircinin bulunduğu canlı konserini izlemiştik Mümtaz'la. İhtiyarlamıştı, iki şarkı söyleyebildi sadece, diğer şarkıları Nalçik'li tenör ve sopranolar söylemişti. Katıl şarkıya katılabilirsen.
Alkışlara katılabildik.
94 yılıydı sanırım. Aslan Berzegov canlı müziği ve dans pisti de olan bir lokanta açmıştı. Maykop gençliği nasıl eğleniyor diye merak ediyordum. Orkestra sadece bir defa lezginka çaldı. Gerisi Rusça ve İngilizce idi.
Yalnız biz sürgünler değilmiş Çerkes müziğine uzak duran, onlarda pek o kadar ilgili değilmiş meğer.
CARI
Erhan Şahin'in yararsız yazıları ? Hep çok bilen, hep küçümseyen. Eskiden de aynı şimdi de. 50 senedir hiç değişiklik yok.
Adıge müziğini beğenmiyor küçümsüyor Asker Berbekov'un konserini bir kere izledin mi acaba Erhan Şahin? Üstelik onu sadece çerkesler dinlemiyor bütün Wurıslar dinliyor.
94 dediniz 30 sene önce yani. Daha ben doğmamışken. Biz gençler umutsuz olmamız gerekirken sizin kuşak niye umutsuz? Çorumda ne çerkes düğünleri oluyor son zamanlarda hiç gördünüz mü bilmiyorum?
Pşınawoların yaş ortalaması 25-30. Bir düğüne en az 5-6 pşinawo geliyor. Anavatan bu konuda acaip. En çok paraları Ceguako denilen gruplar kazanıyor
Sadece bir düğün için TL bazında en az 80-90 bin lira para kazanıyorlar.
Ğıntı sıntı he😃😄
17 Temmuz 2024 Çarşamba Saat 08:22