





Rusya pek çok eyalet ve Cumhuriyetten oluşur. Her cumhuriyetin kendi içinde, etrafındaki bölgelerle ve Merkezle çeşitli dengeler üzerinde ilişkileri vardır.
Örneğin Moskovadaki bir öğretmen ile Adıgey cumhuriyetindeki öğretmen veya Krasnodar eyaletindeki öğretmen aynı statülerde değildir. Bu ekonomik anlamda bile farklıdır. Mesela Adıgeydeki öğretmenin maaşı ile Sibiryadakinin veya 10 kilometre ötede Adıgey dışındaki bir yerde öğretmenin maaşı aynı değildir.
Yerel kanunlar, federal kanunlar, eyalet kanunları vs. vs. pek çok şey böyle bir dengenin üzerinde durur.
Merkez her zaman kendi gücünü arttırmaya çalışırken bölgeler de kendi etki alanlarını arttırmaya çabalarlar. Cumhuriyet, eyalet, bölge içlerinde de bu dengeler üzerindeki yarış sürer gider.
Bu dengeleri bazen ülke dışında olan şeyler dahi etki edebilir. Mesela son günlerde Rusya basınını oldukça meşgul eden bir konu var. Rusyanın Kuzeyinde bulunan Karelya cumhuriyeti sakinlerinden bir bey Finlandiyaya gidip orada çalışma izni alır. Boşandığı eşinin vesayetindeki çocukları Finlandiyaya kendisini ziyarete geldiğinde çocukları Rusyaya geri göndermez. Finlandiya kendi vatandaşı olmayan birisi olmasına rağmen çocukların Rusyaya geri gönderilmesine sıcak bakmaz. Çünkü Karelya eski Finlandiya toprağıdır.
Bu iki ülke hukukçuları arasında bu konu görüşülmeye başlar. Vb. vb. pek çok şey Rusya federasyonunda olur gider.
Diasporada yaşayan Çerkeslerin ise Rusya Federasyonunun hiç bir birimine her hangi bir şekilde etki edecek bir niteliği yoktur.
Bakmayın birilerinin Konsolosluğun önüne gidip demokratik taleplerde bulunmasının Rusya da tüm dengeleri sarstığını düşünmelerini.
Bu doğru değil, bir nebze doğruluk payı yok.
Hem bunu olduğundan fazla abartıp bir başarı kazandığını sananların, hemde bundan dolayı Rusyada Çeşitli zorlukların ortaya çıktığını iddia edenlerin söyledikleri doğru değildir.
Mesela; Rusya Federasyonunda Cumhuriyetlerin idarecilerinin Merkez tarafından seçilerek adeta atanıyor bir şekile getirildiği kanun Türkiyede birileri Konsolosluklar önüne gitti diye çıkartılmadı. Cumhuriyet yöneticilerimizin yetkileri bu yüzden kısıtlanmadı. Ve sadece bizim cumhuriyetlerimizde değil tüm Rusyada bu kanun uygulandı. Yani Karelya’da buna dahildi. Kısaca siz miting yaptınız diye Karelya ve hatta dolayısyla Finlandiya-Rusya ilişkilerini bozmadınız. Vicdanınız rahat olsun.
Aynı şekilde son seçimlerin ardından yeniden Cumhuriyet yöneticilerinin seçimle başa getirilmeleri yönünde yapılan düzenleme de Türkiyede konsolosluk önüne birileri gitti diye değiştirilmedi.
Böylesi örnekleri çoğaltmak mümkün.
Mesela Kabardey-Balkar’da sıkıyönetim ilan edilmiş olması Türkiyedeki Çerkeslerin konsolosluk önüne gitmeleri ile alakalı değil. Veya Dumanın Suriyedeki Çerkesleri Rusyanın ülkedaşı saymaması da bununla alakalı değil.
Hele hele, bunu; ‘bakın konsolosluk önüne gittiğiniz için artık bizi ülkedaşları saymıyorlar bu yüzden buraya artık kimse gelemeyecek’ diye yalandan bağırıp çağırararak sizin sırtınıza yükleyenlerin söylediği şeyler doğru değil, hatta komik kaçıyor.
Sanki daha önceleri Türkiyeden bir kişi bile Rusyanın ülkedaşı sayıldığı için Rusya vatandaşlığını edinmiş gibi...
Böyle bir şey olmadı.
Olan tek şey, Rusya’nın çıkarttığı bu kanun kapsamına Adıgelerin alınması için yapılan çabalar.
Yani eğer vatanınıza geri dönecekseniz geçen sene ne evrak hazırlamanız gerekiyorsa bu sene yine aynılarını hazırlayacaksınız, bu konuda hiç bir değişiklik olmadı.
Rusya’da uygulanması düşünülen yeni bir uygulama daha var. Çok çocuklu annelere yapılan para yardımının düzenlenmesi üzerine bir çalışma var.
Her biriniz hatırlıyor olmalısınız, RF. içerisinde nerede, hangi köşesinde doğmuş olursa olsun doğan çocuktan dolayı annelere yardım yapılıyordu.
Yardım yapılmaya devam edilecek fakat ödenecek paraların miktarı hakkında uygulamada değişiklikler yapılması sözkonusu.
Her bölgenin kendi sınırları içerisinde uyguladığı ‘yaşam için gereken minimum gelir’ sabitine endekslenecek.
Bunun anlamı şu; Merkezde Rus veya Ortodok nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde doğan çocuklardan dolayı anneler daha fazla para alacak, etnik cumhuriyetler Müslüman ve Budistlerin yaşadıkları yerlerdekiler ise daha az para alacaklar.
Daha önceki uygulamada her anne aynı yardımı alıyordu. Bu uygulamanın etnik yapıların nüfusunun çoğalmasının istenmiyor olduğundan dolayı yapıldığına dair bir kanaatte var, ve Rusyada, özellikle etnik cumhuriyetlerde hararetle konuşulan konular arasında yer alıyor.
Derler mi derler.. Çünkü çok alakasız başka konularda da aynısını iddia edebiliyorlar.
Ya da tam tersine yarın bu uygulama değiştirildiğinde biz konsolosluğun önüne gittikte o yüzden bu değişim oldu diyecek olanlara da inanmayın.
Ne yazıkki gerek miting, gerek ekonomi, gerekse bambaşka şeylerde dahi diasporamız bir yere etki edecek yetkinlikte değil.
Yolun başındayız... Barışçıl, demokratik olarak hareket etmeyi kendimize yol olarak seçtiğimiz müddet boyunca zaten haklı olduğumuz talep ettiğimiz şeylerinde haklarımız olduğu için ilerlemeye devam edeceğiz. İlerledikçe de bu dengeler içerisinde yer bulacağız. Fakat inanın henüz yolun başındayız.
Kısaca Rusyada şu günlerde anneden anneye fark var ve birileri bunun suçlusu olarak sizi gösterirse inanmayın. Gülün geçin...


Sevgili Hilmi kardeşim aslında çok önemli bir noktaya değindi.Hatta ben daha da ileri gidip diasporada Çerkeslerin yaptığı eylemler,bu eylemlerde Rusya Federasyonundan talep edilenler,isterseniz en demokratik ve sayıca en kalabalık topluluklarla ne kadar çok dile getirirsek getirelim Rusya sesimizi duymaz.Sinek vızıltısı kadar bile etki etmez.Neden mi?
İşte nedenler:1991 de Yetltsin döneminde çıkarılan "vatana dönüş uasası" yani Çarlık Rusyası dönemi dahil hangi sebeple ülke dışına çıkmak zorunda kalmış olursa olsun yaşayanlar ve çocukları ve torunlarına geri dönme ve vatandaşlık alma hakkı tanınmıştı.Bu yasaya Çerkesler de dahildi.Ancak bu dönemde bırakın bizim gibi Çarlık döneminde sürgün edilenleri kabul etmeyi,Rusya Federasyonu vatandaşı olup çeşitli sebeplerle SSCB ye bağlı devletlere yerleşen ve oranın vatandaşı olan(Türki Cumhuriyetler dahil) Rusya doğumlu ve onların çocukları Rusya Federsyonuna başvurup vatandaşlığını tekrar almak için başvuran kendi insanlarını dahi kabul etmemiştir.O yasa batı dünyasına şirin gözükmek için çıkarılmış ve işletilmemiş bir yasa olarak kaldı.1993 yılında Rusya Federasyonu vatandaşlık işleri başkanı Kaberdey-Balkar parlementer TC hükümetiyle görüşmeye geldiğinde anavatana yaptığımız vatandaşlık ve çifte vatandaşlık konularında sorunların çözülmesini istediğimizde bu talepleri almış,dinlemiş fakat hiç bir şey yapmamıştır. Aynı şekilde Adığe Cumhuriyetinin Rusya Federasyonu temsilcisi Murat Bejanov TC gelmiş, derneklerimizde misafir edilmiş,vatandaşlık işleri konusunda Rus Büyükelçi Kuznetsov tarafından özel rica edildiği halde "bunak" rolü oynayıp başvuru dosyalarını dahi Moskova'ya götürmemiştir.Daha sonra C.Başkanı Carım Aslan yanında dönemin TC KKK DErnekleri Genel Başkanı M.Ünal'a "Türkiyedeki Çerkesler anavatana dönmez,burada dile getirdikleri talepler asılsızdır." diye karşı çıkmıştır.
Diaspora Çerkesleri olarak taleplerimizi direk Rusya Federasyonuna yöneltirken yaptığımız en büyük hata Anavatan Cumhuriyet yöneticilerinin ve bürokratların tıpkı bizim gibi düşündüklerini zannederek onları atlamamızdır.Oysa "soykırım ve sürgün" konusunda kurduğumuz her kelam ve kelime Ruslardan önce Cumhuriyet Yönetici ve bürokratlarını çok rahatsız etmekte,ağabeyleri Rusya'ya karşı mahcup etmektedir.
Yönü anavatana dönük,anavatanda Adığe halkının geleceğini düşünen ve bu yönde emek veren herkes şunu açıkça bilmelidir ki, Rusya Federasyonunun tümden Kafkasya'ya ve Kafkas halklarına yönelik Çariçe Katerina döneminden beri uygulaya geldiği politikaları kökten değiştirmeksizin ve Rusya ile bu konuda uzlaşma sağlamaksızın çözüm üretebilmek imkansızdır...Rusya Federasyonuna söz dinletebilmenin tek yolu vardır,o da "soykırım ve sürgün davası açıp kazanarak uluslar arası güvencelerle tazmin etmesini sağlamak"...Rusyanın son 500 yılına bakarsanız Kafkasya politikalarından bir santim taviz vermediğini iyi görürsünüz.
İşin şu boyutunu önemli buluyorum. Diaspordaki Çerkes aktivizmi son 10 yıldır yükselişe geçmeye başlamıştır dersek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bu 10 yılı yok farzettiğimizde geçmiş 139 yıl sinmiş bir diasporamız ve iletişimimiz olmayan bir anavatanımız vardı. Yani herşey Rusyanın idealize ettiği bizçime yakındı. Peki o uzun süreçte Çerkes ulusu ne kazandı? Ne kazandı da şimdi yapılan eylem ve mitingler ile kaybediyor?
26 Ocak 2013 Cumartesi Saat 16:00aslında Babıgu Ergun Kardeşimizin yazılarında sürekli gündeme getirdiği ve malesef katılmadığım bir düşüncesi ve bu tüp yorumlar sıklıkla yapılır oldu ... Rusya zaten kafkasyaya gelip işgallerde, tecevuz, katliam ve surgunler uygularken kendine gore amaçları vardı ve bu amaçlar bugünde geçerlidir. Çerkeslerin ne yaptığı ettiği onlar için basit bir detay sadece ... Biz burada eğlem miting yapsakta yapmasakta ruslar için bir. Rusları iki şekilde etkilersiniz
1-)gücünüzü gösterirsiniz ve korkutursunuz taviz verirler ki bu güç bizde varmıdır emin değilim
2-)rusya gercekten bir federasyon olduğunu ve etnisiteye dayanmadığını, insan hakları ve demokrasiden başka birleştirici bir bağ bulunmadığını, adaletin sammimi savunulması gereği ve etnik cumhuriyetlerdeki vatandaşalarının soydaşlarınıda diaporadaki ruslar gibi görmesi gerektiğini anlayacak bir seviyeye gelmesi...
Bu iki ihtimalde şu an pek yok ve Rusya ruscu bolucu politikaları malesef uygulamaktan asla çekinmiyor ve kendi sonuna gidiyor ...