Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Keç-ı Süleyman Yavuz
Daha Ne Kadar Kaybedeceğiz?
22 Şubat 2010 Pazartesi Saat 18:01

Tüm canlıların ortak özelliğidir konuşlanmak. Canlıların bu ilk eyleminin bir sonraki adımı ise konuşlanılan yerde mevzi oluşturmak ve geleceğe yönelik kazanımlar peşinde emek harcamak hatta çoğalarak güçlenerek alanını daha da genişletmektir. Bunu beceremeyen canlı türü aylaktır ve yaşam alanı anlamında zorlanır hatta bir müddet sonrasında normal sürecinden önce yok olur. Canlılara ait bu yaşam ilkesi insan için de geçerlidir. Mesleki ya da yetenek  ya da ticaret. Adı ne olursa olsun önce konuşlanacak, devamında rakiplerinize ve doğal yaşam koşullarına karşı mevzi oluşturacaksınız. Mevzinizi genişletebilirseniz başarılı olur, daraltırsanız başarısız olursunuz. Canlı dedik, insan dedik, devlet deyince bu kural değişir mi? Değişmez. İnsan ilişkisidir devlet dendiğinde biraz daha sistematik olsa da.

Hatta bu yapıda konuşlanma ve mevzi sorunu biraz daha hoyratça ve acımasızcadır, ulusal çıkarlar söz konusudur. 

                                                               ***

Rusya Federasyonu yeni bir hat belirledi ve herkesi şaşırtan bir hamle ile iş dünyasında deneyimli birine teslim etti bölge yönetimini.

Bu bölgeye Kaberdey ve Çerkesk de dahil edildi. En büyük diaspora nüfusuna sahip Adıgey ve Hıufe Şapsığ Rusya Federasyonu bünyesinde tutuldu.Bu konudaki tespitim: Yeryüzüne dağılmış olan en büyük diaspora nüfusunu temsil eden Adıgey Cumhuriyeti yeni yapılanmanın dışında bırakılmıştır. Bu yeni oluşumu çok iyi okumak gerekir. Okuyamazsak tarihi süreci ıskalarız. Dünya konjonktüründeki yerine bakıldığında diğerleri için  bir sıkımlık canı ile Gürcistan nelere kalkıştı ve kalkışıyor. Fırsat bulduğunda Kafkasları kana bulayacağı su götürmez bir gerçektir.

Hepimizin çok iyi bildiği, ABD’nin diğer ülkeler için hazırladığı fast food demokrasisi Gürcistan mutfağından, ABD’ nin Irak’a götürdüğü demokrasinin daha beterini Kafkaslara  sunacağı kesindir. RF ile Gürcistan’ın yeryüzünde mevcut güçler dengesindeki konuşlandıkları durum ve sahip oldukları mevzileri kıyasladığımızda Adıgey yutulma anlamında RF için lokma bile olmaz. Demek ki başka bir durum söz konusu. Sadece olimpiyatlar diyerek bu kadar basite indirgenemez durum. Sorun olimpiyatlardan sonra da aynı sorun olarak kalacaktır bizler için. 

Çok uzun anlatım ve detayları bırakıp şöyle üstten baktığımızda yaşananlara benim gördüğüm şudur :

Adıgey yönetimi ve Adıge halkı on küsur yıldır Adıgey’in güvenli ve huzurlu bir bölge olması için mücadele veriyor. Neler yaptılar kısaca hatırlayalım. Yönetim Adıgey’in doğu sınırlarından kuş uçurtmadı ve uçurtmuyor. Çok sıkı denetimlerini hiç bırakmadı. Asayişi ciddi biçimde rahatsız eden ele avuca sığmaz gençleri bir biçimde refüze etti. Halk buna destek verdi. Büfe olayını ve kumarhanelerin sonunu hatırlayın. Buradan çıkan net sonuç şudur: Adıgey Cumhuriyeti ve halkı doğru konuşlanmış ve mevcut mevzilerine açıkça sahip çıkmışlardır. Diasporadaki milyonlarca nüfus Adıgey’e geri dönse dahi güvenlik koşullarında bir değişiklik olmayacağı güvenini sağlamış ve sağlamaktadır. 

Peki Kaberdey ve Çerkesk neden kırmızı çizgide kaldılar?. Bu cumhuriyetler doğularındaki sınırı iyi koruyup kollayamadılar. Birincil sebep budur.Bu yanlış konuşlanma ve mevzi sorunu Kaberdey’de radikal akımların filizlenmesine ve gelişmesine olanak yaratmıştır.

Bu konulara çoğumuz vakıf olduğundan kısa geçiyorum. Herkesin kafasını karıştıran en büyük soru Stavropolski Kray’ın neden  bu kırmızı çizgide yer aldığı ? Sadece yolların kesişme noktası olduğundan mı ? Kırmızı çizgiyi çeken Rusya Federasyonu mevcut coğrafya halklarının arasına çok büyük Rus  nüfuslu bu yeri katsın ki pataklaması gerektiğinde buraya verilen rahatsızlık sebep olsun pataklamaya. Tüm olasılıkları gözden geçirip toparladığımda asıl şöyle bir sonuç çıkarıyorum. RF sıkıntılı bölgesini sıkıntılı da olsa ABD’ ye kaptırmayacağına göre ayrı bir izolasyon ağı kurmuş ve izolasyon için de bölgeyi kontrol altında tutmaya kararlı görünüyor. Tutabilir mi ? Tutar. İyi de madem tutar hatta buraya bir nebze zenginlik ve huzur da gelirse nedir o zaman bunca zırvalık diyen olabilir. Bölge coğrafyasını, ekonomisini, halklarını, kültürünü bir nebze de olsa yakinen bilen biri olarak şu tespiti rahatlıkla yapabiliyorum. Bu kırmızı çizgi Kaberdey ve Çerkesk’ in sonu olacağa benziyor.Dedik ya yazının başında devletlerin konuşlanması ve mevzilenmesi daha hoyratça ve acımasızca olur diye.Bu konuşlanma ve mevzi edinmenin değişmez kuralıdır.Diaspora ağzı kardeşlik türküsüne benzemez.Cumhuriyetlerin aralarında oluşacak çıkar ilişkilerindeki olası gelişmeler. En hayırlı ve ivedi sonuç Kaberdey ve Çerkesk’ in acilen bu kırmızı çizgiyi terk ederek RF ile yoluna devam etmesi gerektiğidir. Mevcut konuşlanmalarımızın ve mevzilerimizin gelişim süreci tamamlanamadığından bu kırmızı çizgi kötü bir çizgidir. 

Nartlar torunlarına Çerkesya denilen bir emanet bırakmıştı. Torunlar koruyamadı bu coğrafyayı.Torunların torunları ise hiç değilse Çerkesya’dan geriye kalan kısımına sahip çıkmakla mükellef olmalıdır.

Burada soru şudur.

Kiminle ya da kimler ile beraber devam edilecek yola, geleceğimiz adına?

Sanırım bu soru Kaberdey ve Çerkesk’ in birlikte çözmeleri gereken elzem problemleridir.

En zor soru ise  bu işlerde geç kaldığımızda oluşacaktır.

                                                                ***

İstenmeyen Gürcü yönetimi ola ki  RF tarafından arzulanan, istenen bir Gürcü yönetimi ile yer değiştirirse vahey ki vahey..

İşte  Nart torunları için İsrafil’in ‘’sur’’ u üflediği gündür o gün.

                                                                ***

 

Keç-ı'm yip'saler.

Aslanım, koçum Jan der ki :

Atake ! değildir benim amcam.

Martılar gibi ! yirmidört saat, kanat çırpmaktadır inandığı uf'ka.


Bu yazı toplam 2645 defa okundu.





Bu yazıya yorum eklenmemiştir.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net