Şu günlerde oldukça yoğunum, bırakın yazmayı! Yazılanları okumakta zorlanmaktayım zaman ayırabilmek adına. Gel gelelim yaklaşan 21 Mayıs ve devamındaki polemikler adına bir iki satır karalayarak fikirlere katkım olursa ne mutlu bana.

 Hoca Nasrettin anlatısındaki “daldan düşmenin acısı” düşenin halinden bellidir, illaki düşmek gerekmez bu acıyı algılamak için. Daha önce bir site daldan düşmüştür, daldan düşme sebebini iyi okuyamazsanız Hoca Nasrettin tespiti çıkar ortaya. Kıssadan hisse diyelim bu çok hassas konuya.

Bunca deneyimin bir arada olduğu yerde, iyi okunmalı diyorum yaşananlar.

 ***

 Kefken’deki ANIT MEZARLIK’ın şimdiki hali ile ortaya çıkarılmasında ve yapımında, en başından en sonuna kadar her anlamda oradaydım. Öncesinde sonrasında her anlamda her türlü veriyi enine boyuna tartıştık.

Özellikle çok değerli başkanım Guğoj Sami ve Brant Safet başkanım ile çok fikirsel teatilerimiz geçti bu konularda.

Bizler KEFKEN ANIT MEZAR’ı her şeyden arındırmayı ve bu anıtın 1864 sürgününün vurgulanmasında en doğru yer olduğuna inandık. Yüzlerce yıl devam eden RUS-ÇERKES savaşlarının 21 Mayıs 1864 baharında büyük ölçüde son bulması, devamında 93 harbinin son noktası sürgünler.

Tüm bu yaşananlar sonunda diasporada ele avuca gelir, görselliği olan, insanlara! İşte budur denebilecek tek nokta Kefken mezarlığıdır. Yılda bir kez nerede, ne amaçla toplanırsanız toplanın, ertesi güne haber programlarında, haber aramaktan başka bir şey kalmaz elde avuçta, devamındaki günlere.

Kefken öylemi peki? Resmen tescillinmiş Anıt Mezarlıktır. 12 ay 24 saat bize ait bir yerdir bu anıt. Hangi sorun olursa olsun, nasıl bir problem yaşanırsa yaşansın Kefken doğru işlenirse her zaman, her şartta Anavatandan yöneticiler, başkanlar, başbakanlar bu noktada, bu tarihte burada halkı ile kucaklaşır ve bunu yeryüzünde hiçbir güç engelleyemez. Daha önce iki kez engellenen Abhazya Cumhurbaşkanının engellenemeyecek tek giriş yeri bu noktaydı, kimse algılayamadı ne yazık ki ve gelemedi !!.

 Kefken kızlarımızın dantel işlemekteki hünerleri misali bir dantel inceliğinde, hassasiyetinde ilmik ilmik işlenmelidir. Kaffed bu konuda her ne kadar istenilen düzeyde etkin değilse de, elinden geldiğince duyarlı olduğunu her yıl göstermektedir. Kocaeli derneğimiz ise tüm emeğini bu noktaya yoğunlaştırmaktadır her yıl.

 ***

Rusya Federasyonu elçiliklerinin önü çok tehlikeli yerlerdir, her türlü provakasyona açık yerlerdir. Bu konuda çok fazla yazmak istemiyorum, yüreği, bilgisi, gücü yeten dener buraları. Değilse buralardaki olumsuzlukların sonuçlarını Çerkesya ve Çerkeslerin ödeyeceğini anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Bu noktaların doğruya en yakın yerler olduğunun bilincindeyim, ancak sorun Ağustos külhanbeylerinin denetimi kaynaklı. Denetleyebilecek misiniz?

Birde şunu iyi anlamak gerektiğini düşünüyorum:

Kefken Anıt Mezarlık dışında hiçbir yerde, hiçbir eylemde büyük kitlesel toplulukların oluşacağına inanmıyorum. Kefken’in geleceğini ise hayal bile edemiyorum.

O kadar çok kayıp insanımız var ki hiçbirinin detaylar hakkında ilgisi ve bilgisi yok. Bu insanlara Taksim Meydanı asla 1 Mayıstan başka anlam ifade etmez. Beşiktaş doğru lakin ağır gelir kayıplara tarihi anlatmak.

Nasıl mı?

Bugün bir iş nedeniyle Tophanedeyim, severim Tophane insanını, bıçkın Ağustos külhanbeylerinin yuvasıdır Tophane.

Geçmişte bol miktarda Tophane’de bulunan Çerkes’lerden geriye kalandır Ağustos olarak tekabül eden bu miras diye düşünüyorum.

Tophane Tayfun Spor Lokalinden yukarı doğru çıkarken ileride solda bir market gördüm adı “Kamalı Market”  bir anda ilgimi çekti bu kamalı market. Kama vurgusu bir tek benim kültürümü çağrıştırır. Hançer değil, saldırma değil, pala hiç değil, neden kamalı? Yer miyim muhabbeti ile karışık, bir paket cigara alma bahanesiyle girdim markete. İki tane sırım gibi delikanlı pırıl pırıl yüzleri. Diğer Tophanelilere asla benzemiyorlar ilk görüntü yetti bana. Demeye kalmadı öğrendik kamayı yani Çerkes kamasından esinlenen marketin adını. Sadece bu kadar bilinen, sormasam kendileri dahil farkında değil insanlar kimliklerinin.

İşte bunlardır derdim.

Bir kıssadan hisse ile bitirelim Kefken Anıt Mezarlık konumuzu.

Çerkesin biri, bir köyden safkan bir atı çalar ve sahiplenir bir güzel. Atın sahibi şikayetçi olur bol miktarda şahidi ver görgü tanığı vardır.

Çerkes, hakimin karşısında.

Hakim sorar Çerkese bu atı neden çaldın?

Vallahide tallahide çalmadım hakim bey at bizimdir.

Yahu bu kadar şahit var, tanık var nasıl inkar ediyorsun.

Hakim bey,

Allah atı Çerkesler için yarattı ve atın tek sahibi Çerkesler’dir. Diğerlerine beygir, katır, eşek gibilerini verdi. Ben haddi olmadan haddini aşanlardan emaneti geri aldım.

Ben Allahın takdirini yerine getirmekle mükellefim.

***

Acıları çeken biziz, sahiplenecek olanda biziz, gerisi bir kaşık suda boğulmaktır.

 Yazmaktan bıktım, yine yazacağım.

Akuna matata

Keç_ı'm yıoke:

 Şahsıma ait mülkiyetler dışında, halkım ile ortak tek tapum

 Kefken Anıt Mezarlığın tapusudur.