






Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı katında bulunan İnsan Hakları Konseyi (İHK) adlı sivil toplum kuruluşu üyeleri Vladimir Putin’e yazılı bir başvuruda bulundular.
Başvuru yazısında Suriye’li sığınmacılardan bir bölümüne Rusya’ya giriş izni verilmesi isteniyor. En çok da, 19.yüzyılda, Kafkas Savaşı sırasında yurdunu terk etmek ve Suriye’ye yerleşmek zorunda kalan Çerkeslerin sorunları üzerinde duruluyor.
Suriye’de baş gösteren iç savaştan kaçanlar bir barınma yeri bulamıyorlar ve bunun ızdırabı içinde bin bir güçlükle devlet sınırlarını aşmaya çalışıyorlar; yiyecekleri ve kalacak yerleri yok. Rusya’ya alınabilmeleri için yörelere (-cumhuriyet ve kraylara-) tanınan kotalar yetersiz, yerel güvenlik görevlileri/ polis beklenmedik sorunlarla karşılaşmaktan çekiniyor.
Devlet Başkanı’na gönderilen başvuru yazısını kaleme alan Maksim Şevçenko, dönüş sorununun devlet başkanının kararı/ desteği olmadan çözülemeyeceğini belirtiyor. Sığınmacılara giriş hakkı tanındığında, her şeyden önce Çerkesler eski topraklarına dönmüş, adil bir politik adım atılmış olacaktır, diyor.
- Çerkesler Kafkasya’da yaşıyorlardı, Kafkas Savaşı’nın bir sonucu olarak - 19.yüzyılda- ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar, Krasnodar Kray ile Adıgey topraklarında oturuyorlardı. Rusya bu insanlara dönüş hakkını tanıyacak olursa, Kafkas Savaşı’nın acı dolu bir sayfası belli bir ölçüde olsun kapanmış olacaktır.
- Bugün Suriye’de 80 bin kadar Çerkes yaşıyor, bunlardan 5 – 10 bin kadarı Devlet Başkanı'nın izniyle Rusya’ya getirilebilir, - diyor Maksim Şevçenko.
- Kafkasya’da boş ve değerlendirilemeyen birçok toprak var, bu topraklar en çok da eskiden Adıgelerin yaşadığı Karaçay-Çerkes, Kabartay-Balkar, Adıgey ve Krasnodar Kray yörelerinde bulunuyor. Maksim Şevçenko’nun ifadesine göre Suriyeli Çerkeslerin çoğu halen Suriye köylerinde yaşıyor. Buraya geldiklerinde kentlere değil köylere yerleşmeyi yeğleyecek, kimseyi yerli yerinden oynatmayacak ve alışık oldukları yerlere benzeyen yerlerde, köylerde yaşamlarını sürdürmek isteyeceklerdir.
Adıge mak, 15 Eylül 2015
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
Cherkessia.net, 16 Eylül 2015
***
15 сентября 2015
Iизын къаратыщта?
Гражданскэ обществэм ыкIи цIыфхэм яфитыныгъэхэр къэухъумэгъэнхэм хэхъоныгъэхэр ягъэшIыгъэнхэмкIэ Урысые Федерацием и Президент дэжь щыIэ Советым (СКЧ-м) хэтхэм Владимир Путиным лъэIу тхылъ фатхыгъ.
Ащ къыщеIо Сирием исыгъэхэу зышъхьэ къезыхьыжьэжьыгъэхэм ащыщхэр Урысыеми къырагъэхьанхэ фаеу зэреплъыхэрэр. Анахьэу къыхагъэщыхэрэр я 19-рэ лIэшIэгъум Кавказым егъэзыгъэкIэ икIыжьхи Сирием кIожьыгъэгъэ черкесхэм къахэкIыгъэ цIыфхэр ары.
Сирием щыкIорэ заом къырифыжьагъэхэр псэукIэ ямыIэу къинышхо хэтых, къэралыгъо гъунапкъэхэр хьазабкIэ зэпачых, ашхын яIэп, егъэзыгъэх. Урысыем къихьанхэм пае шъолъырхэм квотэу къаратырэр макIэ, ахэм гумэкIыгъохэр къапыкIынхэм хэбзэухъумакIохэри тещыныхьэх.
Президентым фагъэхьазырыгъэ письмэр зытхыгъэ Максим Шевченкэм хегъэунэфыкIы къэралыгъо пащэм унашъо ымышIэу мы Iофыгъор зэшIохыгъэ зэрэмыхъущтыр. Къежьэжьыгъэхэм фитыныгъэ заратыкIэ, пстэумэ апэу черкесхэм ячIыгужъ къагъэзэжьымэ, ар зэфагъэ зыхэлъ политическэ зекIуакIэ хъунэу елъытэ.
- Ахэр Кавказым исыгъэх, Кавказ заом ыпкъ къикIыкIэ яхэку къабгынэгъагъ, Краснодар краимрэ Адыгеимрэ ащыпсэущтыгъэх. Урысыем ахэр къэкIожьынхэ фитэу Iизын аратыгъагъэмэ, Кавказ заом игугъэуз нэкIубгъохэр ащ нахь ыгъэупэбжьэщтыгъэх.
- Непэ Сирием черкес лъэпкъым къыхэкIыгъэу нэбгырэ мин 80 фэдиз ис, ахэм ащыщэу мини 5 - 10-р Президентым Урысыем къыщэжьынхэ ылъэкIыщт, - еIо М. Шевченкэм.
- Кавказым амыгъэфедэу чIыгубэ илъ, нахьыбэр адыгэхэр зыщыпсэущтыгъэ Къэрэщэе-Щэрджэсым, Къэбэртэе-Бэлъкъарым, Адыгеим, Краснодар краим ащыIэх. М. Шевченкэм къызэриIорэмкIэ, Сирием щыIэ черкесхэм янахьыбэр къуаджэхэм ащэпсэух. Арышъ, ахэр къэкIожьыхэмэ, къалэхэм къадэнэнхэу фэещтхэп, зыми пэры-охъу фэхъущтхэп, зэсэгъэхэ чIыпIэхэм афэдэхэм ащыпсэущтых


Sayın Akgün,
Yineleyeyim. Sizi anlıyorum. Evet, Rus yöneticilere yönelik bir genel güvensizlik var. Benim için yöneticiler değil, İnsan Hakları Konseyi üyeleri olarak girişimi başlatanları söz konusu ediyorum. Girişim sonuç verir ya da vermez. Ben girişimi ve gerekçesini değerli buluyor, tarihsel önemde sayıyorum. Sonucu beklemek gerekir.
Sanırım Rusya son şansını da yitiriyor gibi. Öyle birgün gelebilir, Rusya altın varaklı davetiye gönderse bile işe yaramaz hale gelebilir. O günlere doğru ilerliyoruz gibi.
Ne derece doğru, bilemiyorum. Örneğin, facebook'a düşen haberlere göre, Avustralya Suriyeli 12.000 Çerkes'i, Suriye'nin yerlisi olmayan farklı bir unsur olarak değerlendirerek kabul etmeye hazır olduğunu açıklamış. Doğru ise, Rusya tek Çerkes'i bile ikna etmekte zorlanır gibime geliyor.
Doğru bir haber olmasa bile gidişat o yönde olacak gibi. Çünkü en mağdur ve korunması gerekli topluluklardan biri de Suriyeli Çerkesler. Rus bunları görmese bile, pekâlâ Batı görecektir diye umuyorum.
Ben yorumumda, en başta yöneticilere değil, girişimde bulunanların samimiyetine inandığımı belirtmek istedim.
Bolluk ve özgürlükler ülkesi Avustralya ve benzeri ülkeler, AB, Kanada, v.s dururken yoksul, Rus asimilasyoncu ve otoriter ülke Rusya tercih edilir mi?
Çerkesler aptal değiller. Suriyeli sığınmacılar İran'a değil de niye gelişmiş Batı ülkelerine yöneliyorlar?...
Saygılar.
Değerli Hapi, içtenlikle söylemek gerekirse, bu konuda sizden daha fazla yanılmayı istiyor, hatta temenni ediyorum.
Fakat umutsuz olduğumu, geçmişe bakarak belirtiyorum.
Barışçıl ve akılcı girişimler halklar arasında sorunları çözmeye mutlaka yetecektir.
Yeter ki yöneticiler bunun kaçınılmaz ve ortak menfaatlere de uygun olduğunu görsünler.
Sayın Semih Akgün,
Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı yapısı içinde bir sivil toplum örgütü olarak danışma hizmeti gören “İnsan Hakları Konseyi” tarafından RF Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sunulan görüş yazısında, Suriyeli sığınmacılardan bir bölüm insanın, özellikle 19.yüzyıldaki savaşlar nedeniyle Kafkasya’yı terk edip Suriyeli Çerkes sığınmacılardan 5-10 bin kadarının Rusya’ya kabul edilmesi istenmektedir.
Bu olumlu girişime ilişkin olarak şöyle yazıyorsunuz: “Bu – türden- haberler sık sık çıkar. Sonunda hiç bir şey çıkmaz. Rus idaresi daima bu yalan haberlerle Çerkesleri aldatmaya çalışır” diyorsunuz. Rus idaresinin geçmişte öyle yaptığı birçok örnek bulabiliriz. Örneğin, 1970’lerde Moskova Radyosu Türkçe Yayın Servisi, Türkiye’den gönderilen mektuplara yanıt niteliğinde, aklımda kaldığı kadarıyla, geçmişte Çerkeslerin, özellikle Vıbıh aşiretinin savaşlar nedeniyle Türkiye’ye sığındığını, Sovyet yönetiminin ise eski (Çarlık) Rusya ve Sovyetler döneminde, yani Birinci ve İkinci Dünya savaşları sonucu yurttaşlık haklarını yitiren kişiler için af ve dönüş izinleri çıkardığı açıklamıştı.
Bunu gerekçe gösteren bir grup “Anavatan Kollarını Açmış Evlatlarını Bekliyor!” başlıkları altında kampanyalar açmış, boş hayaller yaymışlardı. Uyarmaya çalışmıştık ama kimse bizi dinlememişti. Kampanyadan etkilenen birçok kişi sonunda düş kırıklığına uğramıştı. Bunun devamı niteliğinde birçok başka örnek de sıralayabiliriz. Bu bakımdan sizi anlıyorum.
Ancak bu kez durum çok farklı. Bu kez aldatıcı bir oyun değil, samimi, dürüst bir girişim söz konusu. En azından ben öyle düşünüyorum. Girişim olumlu sonuç verir ya da vermez. Bu konuda girişim sahiplerinin dürüst olmadıkları, en azından bir önyargı olarak söylenemeyecektir düşüncesindeyim.
Rusya toplumunda gaddar kişiler yanında adalet duygusu son derece gelişmiş, dürüst ve adil kişiler de vardır.Girişimin bu ikinci kesimden geldiği inancındayım.
İnsan Hakları Konseyi bir danışma organı, bir yaptırım gücü yok. Ama etkileme gücü var. Bu nokta çok önemli.
Konsey, Rusya Federasyonu’nu oluşturan yörelerin (83 yöre) temsilcilerinin üye olduğu bir kurum. Sanırım Adıgey’den de ünlü yazarımız Meşbaşe İshak Konsey üyesi.
İnsan Hakları Konseyi Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sunduğu yazıda ne diyor?
“Çerkesler Kafkasya’da yaşıyorlardı, Kafkas Savaşı’nın bir sonucu olarak - 19.yüzyılda- ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar, Krasnodar Kray ile Adıgey topraklarında oturuyorlardı. Rusya bu insanlara dönüş hakkını tanıyacak olursa, Kafkas Savaşı’nın acı dolu bir sayfası belli bir ölçüde olsun kapanmış olacaktır”. Bu ifade bile başlıbaşına önemlidir. Bu kadarını olsun söylemeye yanaşmayacak pek çok Rus politikacısı bulunabilir. Bunu görmek gerekir. Bizim için bağcıyı dövmek değil üzüm yemek önemli.
Yazıda Çerkeslerin eskiden yaşadığı 4 yörede çok sayıda boş ve değerlendirilemeyen arazi bulunduğu, Suriyeli Çerkeslerin çoğunlukla köylü bir nüfus olduğu, köylerde yaşamayı yeğleyecekleri, bu bakımdan kimseyi yerlerinden etmeyecekleri, kimseyle sürtüşmeyecekleri, güvenlik kaygılarının yersiz olduğu belirtilmek istenmiştir.
Bu bize Rusya’da dostlarımız bulunduğunu, Rusları düşman bir ulus olarak algılamamak gerektiğini anlatıyor. O kanıdayım. Kişi olarak Rusya’yı eleştiriyorum, bunu aşırı bulanlar vardır, ama eleştirilerim daima yıkıcı değil, olumlu olmuştur.
Örneğin, Rusya Federasyonu’nun dağılması görüşlerine karşı çıkarak birlikteliği savunduğumu, dağılma durumunda en çok kayba uğrayacak olanlar Adıgeler olacağını sık sık yazmışımdır.
Federasyonu ama gerçek anlamda demokratik bir federasyonu en fazla savunması gerekenler Adıgeler ve federasyonun küçük nüfuslu halkları olmalıdır.
Konseye dönersek, Putin’e sunulan yazıyı kaleme alan kişi Maksim Şevçenko. Kuzey Kafkasya’yı ve insanlarını seven dost biri.КавПолит (Кавказская Политика/ Kafkasya Politikası) haber portalının, yani medya/haber/yayıncılık kurumu yönetmeni, bir sunucu. Demokrat biri. Rusya ve uluslar arası düzeyde tanınan biri. O bakımdan girişimi hafife almamak gerekir.
Sayın Akgün, umalım girişim olumlu bir sonuç versin. Bunun için zamanla bir yarış var. Suriyeli Çerkes sığınmacılar AB, ABD, Kanada ve Avustralya yolu açılacak olduğunda girişim suya düşebilir. Çünkü Rusya ya da Kafkasya, şimdiki gibi sığınmacılara çekici gelmeyebilir.
Şevçenko, aynı zamanda tanınmış bir sunucu. Böyle birinin ve yazıyı onaylayan Konsey üyelerinin akıntıya kürek çekmeyeceklerini bilmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Girişim gerçekleşmese bile tarihsel anlamı olan bir adım atılmış ve kayda geçirilmiş olmaktadır. Saygılarımla.