Ancak ne hikmettir ki, Devlet Başkanlığı koltuğunda oturduğunuz son 5 yılda Siz ve çevrenizdeki birkaç kişi zenginliğinize zenginlik katarken halkımızın sorunları çözülmedi, aksine daha da karmaşıklaştı.

Hatta halkımızı ve varlığımızı tehdit eden sorunlara bir de “terör” belası eklendi. Şimdiden onlarca insanımız katledildi ve bu, hepimizi derinden sarsıyor, üzüyor.

Bizler Siz’den bu sorunlara ve “terör belası”na nasıl çözüm bulacağınız üzerine tatmin edici, ulusa huzur ve umut verici açıklamalar beklerken; Siz geçen hafta “Çerkes sorunu yoktur, vardır diyen hastadır”, "Kafkasyalı kimliği kitle iletişim araçlarında sorumsuzca ve hiç de azımsanmayacak oranda negatif olarak yansıtılmakta ve kriminal örgütlerin suçları, hainler yüzünden bütün Kafkas halklarına mensup olan kişiler böyleymiş gibi gösterilmekte” ve “3-4 vatandaş, zaman zaman lümpen, bir araya gelerek kendilerini ulusun ‘koruyucusu ve temsilcisi’ gibi lanse ediyor; ulusun psikolojisini, mantalitesini ve tarihi anılarını suni olarak ve etnik çıkarları karşı karşıya getirerek kullanıyor ve hayasızca ulusların arasındaki gerginliği arttırıyorlar” gibi bir açıklama yapıp “Rusyalılık” kimliğinin topluma benimsetilmesi, STK’ların daha sıkı denetim altına alınması ve topraklarımıza daha çok Rus yerleştirilmesi gerektiğini söylediniz.

Hani siz yok deyince yokolacaksa, biz de diyelim; hatta bir değil, binlerce kez “Çerkes sorunu yok” diyelim. Ama gördüklerimizin ve hergün yaşadıklarımızın “gerçek” ve “var” olduklarını anlamak için de kafamıza bir saksının düşmesi gerekmiyor.

Çerkeslerin ( Adıgelerin ) soykırımdan geçirilmiş, anavatanları Çerkesya’dan sürülmüş; bugün tarihsel topraklarında ulusal birlik ve bütünlükten; diasporada ise gelecek perspektifinden yoksun yaşadıkları; dillerini, kültürlerini ve kimliklerini kaybettikleri; yani asimile oldukları bir gerçektir. “Çerkes sorunu” ve bugün başımıza musallat olan “terör belası”nı besleyen de budur!

Biz bunları anlatıyorsak, hala tarihin ölü sayfalarında yaşadığımız için değil; halkların birbirlerine güven duyabilmelerinin ve bizim geleceğe daha güvenli bakabilmemizin yolunun geçmişin bu ağır yükünden kurtulmaktan, adaletin tecelli etmesinden ve RF’nun demokratikleşmesinden geçtiğine inandığımız içindir.

Siz görmek istemediğiniz için deniz de yok; dağlar, ovalar, ağaçlar, kuşlar gibi “ Çerkes sorunu” da yok diyebilirsiniz; ama biz gözlerimiz kapalıyken dahi anavatanımızdan uzakta ve varlığı; yani kimliği, kültürü, dili inkar edilmiş, aşağılanmış bir şekilde yaşadığımızı, yok olduğumuzu görüyoruz.

Ve yöneticilerimizin de bu gerçeği görmesini istiyor; sizin inkar ettiğiniz “Çerkes Sorunu”nun hem uluslararası yasalara ve hem de Rusya Federasyonu Anayasasına göre adil bir çözümünün mümkün, hatta zorunlu olduğuna inanıyor; yurtseverleri “hasta”, “lümpen” ve hatta “hain” diye niteleyerek hedef göstermenizi şiddetle kınıyoruz!

Umudumuzu kırmayın! Bizi çaresizliğe ve umutsuzluğa itmeye çalışmayın! Ya çözüm bulun, ya da gereğini yapıp çözüm bulabileceklerin önünü açın...

Saygılarımızla

Cherkessia.net