Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Huşt Semih Akgün
Ruslar ve Rusya Halkları Çerkesler'in Haklı Olduğuna İkna Edilmelidir
17 Ekim 2016 Pazartesi Saat 16:11

Bir milyondan fazla Çerkes'e, soykırım ve sürgün kararını uygulayan Rus Çarı 2. Aleksandr’ın heykeli Çerkesya'nın son başkenti Soçi'de, 21 Kasım 2015'de açılmıştı.

İlginç gelmeyebilir bazılarına. Fakat, soykırıma uğrayan ülke(Çerkesya')de -insan yaşamına açıldığı Buz çağı sonrasından beri- yerli halkı Çerkes/Adığeler'i anımsatan neredeyse hiç bir şey görünmüyor.

Varolanlar soykırım ve sürgün ile silinip süpürülmüş. Orada burada bulunan dolmenler, kurganlar dışında.

Son yüz elli yılda Çerkesleri anımsatan ne yapıldı?

Bilakis Rusya, Çerkes varlığını silebilmek için, elinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyor.

https://encrypted-tbn3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSrJqkYVzX8DEcfN9DQ5imgB5k4DiOyVjXANmFBfAAjNJa_951y

Her şey gibi politikanın giderek karmaşıklaştığı, zorlaştığı bir dönem yaşıyoruz.

Belki de politika var olduğundan beri böyle bir gerçek var.

Var da Çerkes muhayyilesi bu gerçekliği kolay sindiremiyor demek ki!

Ancak dışarıda sert koşullar, fırtına, boran var.

Her şey göründüğünden ibaret değil.

Politika; “Matruşka” bebekler gibi her defasında içinden bir başka bebek çıkartıp, duruyor…

Politika yapan için, her ne kadar Çerkes mantığına uygun bir işleyişe sahip gibi görünmezse de, kuralları işletmek mecburiyeti var.

***

Rusya bütün sıkıntı ve haksızlıkların kaynağı. Buna  rağmen, Çerkes politikasının, Rus halkıyla iletişim kurma zorunluluğu vardır.

Zira Çerkes halkı, kendi anayurdunda ve dünya ölçeğinde, özgür ve kendi özüyle var olmak isteyen bir ulusal birime dönüşmek istiyor.

Bu dönüşümün en iyi yollarından biri, soykırımcı Rusya devletinin idaresi altındaki tüm halkların, özellikle de Rus halkının, Çerkes davasının haklı olduğuna ikna edilebilmesidir.

Ulusların kendi kaderini belirleyebilmek ve kendi bakış açısıyla olayları ve olguları değerlendirmek kadar, çıkar ilişkilerinde nesnel davranmak mecburiyeti de ortadadır…

Yani iki tarafı keskin bıçak… Çerkes davası; ulusal özne/ süje ile uluslararası nesnel koşullar arasındadır.

Fakat politika yürütülecekse, kendi kural ve işleyişiyle yürür.

İşbirlikçi deseler de Çerkes politik erkinin, Rusya ile iletişimi kaçınılmaz olacaktır. ABD, AB ve İsrail ile de aynı şekilde.

Emperyalizmin oyuncağı olmak, kukla olmak, komprador uşaklığı ya da Siyonizme alet olmak, hep boş laf ya da açık deyimle polemik…

Arap ve İslam ülkeleriyle, devletleriyle ya da STK’larıyla yapılacak her girişim, İslami Radikalizm ve yobazlıkla değerlendirilecek diye iletişim kapıları mı kapatılacak?

Veya Pan-Türkist yaftası yenecek diye Türkiye'den soykırımı talep etmemek!

Ya da Avrupa Birliği ile olumlu bir ilişki, bizi Avrupa’nın kolu, bacağı, ayağı veya ileri karakolu mu yapar?

Her ne yapılır, her ne tür politikalar uygulanırsa uygulansın, herkesi birden memnun etmek mümkün değildir.

Yeter ki Çerkes halkının çıkarları ile evrensel değerlerin uyuştuğu, mantıklı bir yönlendirme sonucunda, politik strateji çizilmiş olsun.

Her tür saldırı, yanıltma ve kaşınmaya açık konular.

Fakat politikanın başka yolu yoktur.

Ne pire için yorgan yakılır, ne de “öğrencisiz okul yönetmek” gibi kolay bir saçmalık izinde yürünebilir.

***

Çerkes politikasının öncelemesi gereken bir diğer konu da bölgesel konudur.

Çerkesya; Kafkasya'nın bir parçasıdır.

Çerkesyasız bir Kafkas barışı olmaz.

Aynı şekilde Kafkasya'da barış olmazsa Çerkesya'da huzur bulamaz.

Halklarımız birbirine komşu olmaktan öte, derin bağlara sahip.

Her şeyden önce aynı  köken, kültür ve dil birliğinden geliyorlar.

Kardeşler arasında bazen kavgalar, kırgınlıklar olur. Bazen fevri hareketler, istenmeyen sonuçları beraberinde getirir.

Ancak eninde sonunda sağduyu egemen olur.

Gerçeklerle yaşamak ne kadar kaçınılmazsa, kırgınlıklarda sonsuza kadar devam etmez, edemez, etmemeli.

Kafkasya kuzey-güney bir bütün olarak düşünülmelidir. Bölgesel düzeyde tüm Kafkas halkları aynı gemidedir.

Ortak çıkarlar, kardeşlik duyguları kadar önemli bir etkiye sahiptir. Öyleyse bölgesel gerçeklere uygun politikalar için de çalışılmalıdır.

***
Umarız ki dünya yüzünde sürgünler ve soykırımlar yinelenmez. Savaşlar, acılar, işgaller olmaz.

Rusya ve Çerkesler; her iki tarafı da memnun edecek bir çözüm yolunda anlaşma zemini bulacaklardır.

Yeter ki çözüm için iki tarafta istekli ve inançlı olsunlar.

Unutmamalı ki düşmanlıklar da, nefretler de, savaşlar da sonsuza kadar sürmez ve sürmemeli.

Çerkes- Rus ilişkileri ve tartışmalar, daha uzun yıllar gündemimizi işgal edecektir.

Rusya eninde sonunda soykırım gerçeğiyle yüzleşecek, onu tanıyıp, kınayacak, özür dileyecek ve soykırım yaptığı halkın torunlarına maddi ve manevi tazminat ödeyecektir.

Çerkesya coğrafyası, tüm sosyal görünümüyle dirilecek, yer adları Çerkesleşecek ve Çerkes soykırımının faillerinin adları coğrafyadan silinerek, sonsuza kadar zillete mahkum edilecektir.

Çerkesler! Bunların gerçekleşeceğine inanalım. Üstelik savaş, acı, ölüm ve kanla değil… Barış, hak, adalet, hukuki demokrasi ve insanlık ile…


Bu yazı toplam 4424 defa okundu.





Bu yazıya yorum eklenmemiştir.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net