Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Kube Nurhan Fidan
UKRAYNA BAŞVURUSU-DÇB NİN MALUMU İLANI-ANDZOR AHAHOV
09 Temmuz 2014 Çarşamba Saat 20:42

  

‘’Mektebin bacaları,

 ders verir hocaları, oy aman can kurban...’’

                                Anonim

****

Bir kaç hafta önce gittiğimiz Oguz Aksaç’ın türkü programında  ‘’Mektebin Bacaları’’ türküsüne şevkle-iştiyakla eşlik ettim, bir nevi düet sayabiliriz. Babamın en sevdiği türküydü, tabi kendi kuşağının starı olan Nuri Sesigüzel’den dinlerdi. Benim söylediğim versiyonu bir türlü beğenmez, ‘’kaşenim’’ dediği ama ne gam ki, türkücü olmayan Emel Sayın’dan dinlemek istediğini her seferinde kahkahalar atarak tarihe not düşerdi. Oğuz Aksaç türküleri öyle bir formda söylüyor ki, insanın içine saplanıp kaldığı yetmiyormuş gibi, o an çevrede ki her şeyin etkisini azaltan tınılara dönüşüyor dinledikçe. Türkü söylemek tamda böyle bir şey olmalı, tersine kimin ihtiyacı var? Has türküleri hangi dilde olursa olsun, arada bir canlı dinlemeli. Zira her milletin- her ölümlünün derdinin tasasının kesiştiği öyle çok yer var ki, insan sıkı bir türkünün içine düştüğün de diğer her şey hükümsüz kalabilir, ne desen nafile artık.

****

Haziran ayında farklı ülkelerden bir grup Çerkes aktivist Ukrayna parlamentosuna soykırım başvurusu yaptı. Çerkes dünyasında çabaları olan ve Ukrayna’ya da misal; ‘’Abhazya’nın- Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımadan zinhar olmaz!’’ deme ihtimali olmayanlara başvuru metni gönderildi. Makul çekinceler bildiren birkaç kişi dışında herkes başvuruya imzasını koydu. http://www.cherkessia.net/bakisacimiz.php?id=3371 

Gürcistan’ın Mayıs 2011 de kabul ettiği Çerkes soykırımı gerçeği, dileyelim ki Ukrayna’da 2. kabulünü görür. Ve diğer hazırlıkları yapılan ülkeler içinden de emsalleri çoğalır. ‘’Wu’guğonfay, wu’lajanfay’’    ‘’Umudu büyüterek çalışmalısın’’  derdi dedem Kube Arslan nasihat ederken başkasına. ‘’Nasihati iyi de yapması kolay mı, sen yaptın mı?’’ diye soran olur muydu, orasını bilmiyorum. Çerkes milletinin soykırım sonrasında ki 150 yıllık yalnızlık tarihi, yeni-umut verici girişimlerle mobilize olsun, emsalleri gibi dünyanın derdi haline gelsin artık. Bu kadar reorganize vaziyet de paralize olmuş bir toplum, dünyada müttefikler bularak, aynı zamanda kendisini–sorunlarını net anlatarak becerebilir herhalde meselesine ortak etmeyi başkalarını. Yoksa Çerkes soykırımını kazara tanıma ihtimali olanlara, adresler göstererek- fırça atarak – Dede Korkut masallarında ki gibi yiğitlik siparişleri vererek (şunu bunu yap, sonra gel karşıma) nasıl olacak? bknz: Kaffed’in o tarihlerde Gürcistan’ı azarlayan arşiv haberleri.

****

Peki, Ukrayna başvurusu sonrasında ilk infial, ilk kutlu ses nereden geldi dersiniz?   

A) Ukrayna Nasyonalist partisi. B)Ukrayna- Rus dostluk Kulübü. C) Turuncu devrimin demir Lady’si Yulya Timoşenko.  D)  Ukrayna 2. Dünya savaşı gaziler derneği. E) Rusya Federasyonu’nun ta kendisi. 

Hiç birinden değil, Dünya Çerkes Birliğinden geldi o kutlu ses. DÇB başkanı Havti Sohrokov’un zehir zemberek açıklamalarının Ruscası: http://www.kbpravda.ru/node/1142 ve Ç.Net’de yayınlanan çevirisi: http://www.cherkessia.net/news_detail.php?id=6292  DÇB başkanı Sohrokov, bu kuruma biat etmeyen haylaz Çerkeslere ayarı en üst perdeden verdi. Gazası mübarek olsun. 

Nenej'im Havjuko Latse’nin Çerkesce anlattığı bir fıkra vardı benim çok sevdiğim;  ‘’Şhaj zıpa’tlaşıram ye’rezawo’’ ‘’Herkes baş edebileceği ile dövüşsün!’’ denilince evin Nenej’ı kedinin üstüne yürümüş. DÇB de, henüz emekleme aşamasında ki reflekslerle bir araya gelmiş imzacıların Ukrayna başvurusunu çoook tehlikeli görmüş anlaşılan. ‘’E bunlar böyle şimdiden soykırım başvurusu şu-bu diyerek bir araya geliyorlar, yarın öbür gün maazallah Rusya Federasyonunun âli menfaatlerine daha da zarar verecek işlere kalkışırlarsa ne yaparız?’’ diye kahırlara düşmüş olmalılar ki, evin nenej’i nin yaptığı gibi faile değil, faili sorgulayanlara abanıyorlar. 

Allah başka dert keder vermesin, ne diyelim ‘’o itirazcı haylaz Çerkesler de bir iki gürültü koparırlar, bizde gereğini yaparız, sonra nasıl olsa susarlar, konu küllenir gider, diye düşünüyorlar herhalde. DÇB'nin çıkışı sürpriz değil elbette. Ancak açıklamaya Kaffed başkanının isminin de ataçlanması hasebiyle ortalık biraz karışmış görünüyor. Konuyla ilgili derde düşmüş Çerkesler’in beklediği: ‘’Sohrokov’la aynı fikirdeyiz'' veya ''değiliz’’ türünden bir açıklama ile yine bu sabıkalı kurumla ilgili reaksiyonel bir tavır - netlik. Yoksa forumlarda yalın kılıç birbirini haklayan polemikler değil herhalde kimsenin istediği. 

Esasen bu olup bitenler, biryandan da mizahın - politik semerkow’un  iştahla el atması gereken türden şeyler. Ancak bizim Çerkes gençleri alınmasınlar ama, daha çok kahırlı analizlerle- annelerinden Troçki  doğmuş gibi söz söylemeyi, yazmayı daha kıymetli bulduklarından, bu mevki şimdilik boş görünüyor. Hınzır – orantısız zeka sahibi genç organize bir grubun, Çerkes dünyasında bu bakir alana meyletmesi acil ihtiyaç bana kalırsa. Zira bizim Çerkes milleti ciddiyetiyle namlı olduğu kadar, toplumsal semerkow konusunda da mahirdi. Vasıflı eller tarafından deşilirse epeyce malzeme çıkar.     

****

Andzor Ahahov, 7 Şubat 2014'de yani Soçi olimpiyatlarının başladığı gün Nalçik sokaklarını anti olimpiyat pankartlarıyla dalgalandıranların organizatörüydü. Varolsun. Ancak bu eylemi sonrası kerelerce gadre uğradığı,  ona uygulanan hukuksuzluğun arş-ı alaya vardığı herkesin malumu. Fakat Andzor ve arkadaşları iyi bir şey yaptı bu süreçte; kendileriyle ilgili bilgilendirmeyi esirgemediler diğerlerinden, bu da diasporik Çerkes dünyasının Andzor konusunu sahiplenmesine vesile oldu. Haksızlığa uğradığını bildirmekten imtina edersen kim bilecek, kim duyacak? Bence Andzor’un mağduriyeti, Xeku-Diaspora reel partnerliğinin, haksızlık konusunda ki dayanışmasının kıymetli bir örneği. Umarım bu örneği kimse küçümsemez, herhangi bir coğrafyada mağdur olduğunuzda, diğer bir yerde ki Çerkes’in sizi sahiplenmesi o kadar ürkütücü bir şey olmasa gerek. Belki de Ahahov örneğini destekleyen Adığe guşıaj hükmü şu olabilir; Tlı’xuj şıa’çer, qom’pasığa zıf’xame zeb’ğawçınır a’rap!  Meali; Yiğitçe yaşamak, sana kastetmeye hakkı olmayanlara kendini hırpalatmak değildir!  

Bizim klasik ''düşkün beyzade'' mantığının beslediği, birazda Çerkes ruhunun eyvallahsızlığı ile zaafı iyice belirginleşen o ‘’gadre uğramayı saklama’’ refleksi işe yaramadığı gibi, sanırım tedavülden de kalkmalı artık. 



Bu yazı toplam 4615 defa okundu.





Şıbzıho Emre

Nurhan abla çerkes gençleri soçi olimpiyatlarının başladığı günlerde /çerkes mizah ve caps/ sayfası açmışlardı ama sonra yürütemediler galiba.Çoktandır paylaşım yapılmıyor.
Sayfayı görmüş müydün bilmiyorum. çok güzel başlamışlardı.

https://www.facebook.com/pages/%C3%87erkes-Mizah-Ve-Caps/452389868220772?fref=ts

11 Temmuz 2014 Cuma Saat 03:01
SEMİH AKGÜN

Rusya; Kafkasya ve Çerkesya’da yaptıklarından dolayı, bölge halklarından özür dilemeli ve uygulamaların tamiri ile bölgesel barışın yeniden imarı için yapıcı bir tutum sergilemelidir.

Tarihi geri döndürmek mümkün değildir. İstenmeyen durumların yeniden ortaya çıkmasını önlemek için özgürlükçü, demokratik ve sorunları çözümlemeden yana bir irade gerekmektedir. Bunun için tarafların karşılıklı olarak kendilerini savunma psikolojisi durumundan çıkartmaları, güvenlik ortamının sağlanması ve özeleştiri ile içten bir yaklaşım geliştirmeleri gerekmektedir.

Şimdi Çerkes aydınlarının önceliği, Rusya Federasyonu hükümeti ve Devlet Duması’ndan bu özrü, tarihsel olayların hümanist ve objektif bir bakış açısıyla irdelenip komisyonlar kurulmasını beklemektir. Tabii beklerken boş durmamalı, sürece olumlu katkı verebilmek için neler yapılabilirin yanıtı aranmalıdır? Bu nedenle bizler, her zaman olduğundan daha fazla çözüm üretmek ve halkımızın önünü açacak şekilde hızlı hareket etmek iradesi göstermek zorundaydık. Ukrayna Meclisi ve yönetimine yapılan Çerkes Soykırım Ve Sürgününün Tanınması ile ilgili talebimiz de bununla ilgilidir. Uluslararası Çerkes Hareketi,bu talebi, Rusya'nın yıkılması ya da Rus halkının zarar görmesi için değil, fazlasıyla gecikmiş bulunan tarihi adaletin bir nevi tecellisinde Gürcüstan'dan sonra gelen ikinci adım olarak Çerkesya için değerlendirmiştir.

Unutmamalı; Eğer bir halk, kendini düşünmez ve inisiyatif almazsa, hiç bir halk, hiç bir kurum ya da hiç bir güç ona yardım etmez, etmemelidir de! Bir halk önce kendi kendine faydalı olacak işler yapmalı ve özgürlüğü hak etmelidir...

Çerkesler; kendi ulusal çıkarlarını gözetmek ve onurunu ayağa kaldırmak durumundadır. Yeter ki, demokratik, sivil, sosyal, hukuki mücadele zemininden kaymamak kaydı ile.

Haklı olmak yetmez, haklı zeminde, doğru yöntemler geliştirmek, doğru ve etkili araçlar bulmak zorundayız.

http://www.cherkessia.net/author_article_detail.php?article_id=3919

Teşekkürler Nurhan! Ellerine, gözlerine sağlık!

10 Temmuz 2014 Perşembe Saat 14:40
Meretuko Melih

Nurhan hanım yarın herşey tersyüz olsa ve Çerkes milli mücadelesi başarıya yaklaşsa siz ve sizin gibilerin önüne geçer bu adamlar.Dünyanın her yerinde, her zaman olan budur, bunlar kolaycacık taraf değiştirir ve zeytinyağ gibi su yüzüne çıkarlar.

10 Temmuz 2014 Perşembe Saat 10:42
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net