Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Huşt Semih Akgün
BAŞBAKAN ERDOĞAN SOÇİ OLİMPİYATLARINDA
28 Ocak 2014 Salı Saat 11:17

ANKA ajansının geçen hafta verdiği habere göre Başbakan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuğu olarak Soçi’deki Kış Olimpiyatlarının açılışına katılacak ve 7 Şubat günü resmi bir ziyaret gerçekleştirecek.

Kış Olimpiyatları 7-23 Şubat tarihleri arasında yapılacak.

Bugün RF.’ye bağlı Soçi, eski ve Çerkesçe adıyla Şaçe kenti Çerkesya’nın son başkenti. İlk başkent ise Anapa idi.

Çerkes kamuoyu, başbakandan Soçi Olimpiyatlarına katılmamasını beklerdi. Neden?

Erdoğan ve Putin Moskova'da görüşecek

Erdoğan ve Putin Moskova'da görüşecek

Çerkes-Rus mücadelesinin tarihi neredeyse 900 yıl sürdü. Fakat 1763 ile 1864 yılları arasındaki 101 yıl iki halk arasında çok sayıda önemli tarihsel olayları içinde barındırmaktadır.

Öncelikle Osmanlı devletinin müttefiki olan Çerkesya (her ne kadar doğusu ve kuzeyinde epey bir toprak parçasını Rus işgaline terk etmiş olsa dahi) bağımsızdı.

Savaş sonunda bağımsızlığını tümüyle yitiren Çerkes ulusu, sadece savaşta yenilmedi, soykırımdan geçirildi ve geniş kitleleri (1861 yılı Çerkesyası sınırları  içindeki Çerkes nüfus, son bireyine değin toptan) sürgüne yollandı. 1861 yılı Çerkesyası’nın tüm evleri ateşe verildi, bir halkın kültürel varlık izleri de yok edildi.

Doğusu ve kuzeyi işgal altında olmasına rağmen, Çerkesya’nın soykırım arafesinde nüfusu 1.5 milyon ile 1.750 bin arasında olduğu bilinmekteydi.

Bu nüfusun 1/ 3’ü Rus işgal kuvvetleri tarafından planlı ve acımasız bir  soykırıma uğratıldı, yani yok edildi..

Direnişçilerin küçük bir bölümü, Hak’uç kabilesi direnişi sürdürmek ve son savaşı vermek üzere dağlarda mevzilendi.

Örneğin şimdilerde resmi sayılarının 3,8 bin olduğu açıklanan, aslında bunun  4, 5 katı nüfus olduğu yerel kaynaklar tarafından açıklanan Şapsığ yöresi Çerkeslerinin bir bölümünün bu direnişçi ailelerin torunları olduğu bilinmektedir.

Çerkes sürgününe 1 milyondan fazla insan katıldı ve onların bir kısmı da  yollarda  ya da sürgüne gittikleri yerlerde açlık, hastalık ve başkaca nedenlerle can verdiler.

Yani soykırımın farklı boyutlarından biri de sürgün sırası ve sonrasında yaşanan can kayıpları oldu.

Bütün bu olanlardan sonra Çerkesya coğrafyası, boyun eğmiş gruplar dışında Çerkessizleştirildi.

Çerkesya coğrafyasında Çerkes ulusunun tüm maddi ve manevi değerleri Rus askeri güçleri tarafından zalimce çiğnendi, yok edildi.

Çiftlikler, tarlalar, bağlar, bahçeler, yerleşim yerleri yakılıp yıkıldı. Çerkesler tekrar geri dönmesinler, oralarda yaşam alanları bulamasınlar diye.

Yakılıp yıkılanlar arasında yüzlerce kale (savunma mevzii, kasaba), cami, mescit ve daha başkaca tarihi yapılar da bulunmaktaydı.

Bütün bu vahşet uygulamalarından sonra ülkenin sadece adı değil, Çerkeslerle ilgili herşeyi yok edildi.

Çerkesya’da bağ ve bahçecilik binlerce yılda oluşmuş ve büyük bir kültürel varlık oluşturmuştu.

Çerkes/ Adıge dilinde 1500’den fazla bitki ve ağaç adı vardır. Bu adların  en az 1000’inin özgün Çerkesçe olduğu tespit edilmiştir.

Çerkesler gelişmiş tarım ve bağcılık teknikleriyle Osmanlı’ya geldiklerinden 10 yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun tarımsal üretimini neredeyse iki katına çıkarmayı başarabilmişlerdi. Çerkesya coğrafyası ise tamamen yangın yerine ve insanların kıtır kıtır kesildikleri bir mezbahadan uygarlık yoksunu bir sömürgeye, ruhsuz bir toprak parçasına, aç  kurtların uluduğu bir cangıla dönüşmüştü.

Zaten sürgünün bu denli büyük olması ve çok ağır kayıplara yol açmasının sebebi, savaşta erkeksiz/ babasız ve korumasız kalmış sivil yığınların, korku ve dehşet içinde Karadeniz’in azgın sularına atılmasıyla gerçekleşmişti.

Şimdi bu dehşet manzaralarının 150. yılında, sanki işgalin bir kutlamasını yeniden sergilemek ve Çerkes varlığını, Tarihi Çerkesya topraklarından silmek isteyenlerin düzenlediği olimpiyatlara Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı da katılacakmış. Çok yazık!..

Soykırım ve sürgünü yaşamış insanların torunları olan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı milyonlarca Çerkes’i inciten Soçi Olimpiyatlarına Başbakan Erdoğan’ın katılması, halkımızı ve geniş Müslüman kitleleri büyük bir hayal kırıklığına sürükleyecektir.

Başbakandan bir an önce olimpiyatlara katılma kararını gözden geçirmesini istemek, Çerkes kökenli bir yurttaş olarak sorumluluğunu hissettiğim bir durum.

Fakat bir ülkede 1- Yönetilenler, 2- Yönetenler vardır. Sonuçta elimizden bir şey gelmiyor. Katılmak isteyen, bu ardında kanlı gerçekler yatan ve dünya kamuoyunu ile insanlığımızı yaralayan etkinliğe katılır. Tarih boyunca da insanlık tarafından kınanır.

Fakat başbakan eğer katılırsa Başkan Putin’e bizim adımıza şu soruları sormalı...

Soçi’nin gerçek sahipleri kimler idiler? Şimdi neredeler?

Rusça’da Soçi veya Krasnaya Polyana ne anlamlara gelir?

Soçi'ye Olimpiyatlara gittiğinde başbakanımız fırsat bulduğunda arayıp da bulsun Çerkesya'nın camileri neredeymiş? Göstermelik bırakılmış olan Thağapş mescidinin dışında bir İslam mabedi o topraklarda kalmış mıdır?

Soykırım ve sürgüne uğratılmasalardı Çerkes ulusu bugün için 25 milyondan çok nüfusuyla dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almış olacaktı. Bugün soruyoruz Çerkesya nerede?

150 yıl öncesine kadar tüm haritalarda adı Çerkesya, başkenti Soçi olarak geçen ülke nereye gitti? Atlantis kıtası gibi Okyanus’a mı gömüldü? Çerkesya halkı nerede, ne oldu?

2500 yıl önce konuk olarak bulundukları kıyıdaki Yunan ticaret kolonilerinin düzenlediği Olimpiyatlara ülkenin yerli halkı olarak katılan Çerkesler orada tartışılmazdı ve gerçek ev sahibiydiler. Bugün hangi konumdalar?

Başbakan bu soruları oraya kadar gidip sormaz ise, kutlamalara katılıp, Çerkes kanının sular gibi içildiği bir yerde barışın bu şekilde sağlanamayacağını anlatamaz ise,  bizlerin, Çerkeslerin de başbakanı olduğunu bizlere nasıl kanıtlayacaktır?


Bu yazı toplam 4894 defa okundu.





SEMİH AKGÜN

1864 öncesinde Çerkesya nüfusunun yeni yapılan araştırmalarda 2. milyon olduğu ve 5000 kadar Çerkes yerleşimi olduğu tespit edilmiştir.
Hafta sonu önce Cumartesi akşamı İKKD Bağlarbaşı derneğinde, pazar günü de Bahçelievler derneğinde söyleşilere Huade Adnan ile birlikte katılan anayurttan araştırmacı-aktivist Ali Biğane bu bilgileri vererek bizleri düzeltmiş oldu.
Kendilerine teşekkürü borç bilirim.

10 Şubat 2014 Pazartesi Saat 10:16
SEMİH AKGÜN

Neyse ! Yazımdan sonra Batı basınından bir yankı geldi.

20 bin müslümanın yaşadığı Soçi kentinde, (ücra bir köy -Thağapş mescidi dışında) tek bir cami dahi yok.
Oysa Olimpiyatlara katılacak ve izleyecek onbinlerce müslümanın ibadet edebileceği en az iki, üç cami olmalıydı.

Neyse !
Başbakanın başkana sormasına gerek kalmadı.
Başkaları daha erken davrandılar >>>

http://www.worldbulletin.net/news/128318/still-no-mosque-in-sochi-as-winter-games-approach

06 Şubat 2014 Perşembe Saat 16:39
Basbiy Enis

devlet tabiki kuruldu meclis tabiki kuruldu ruslarla tabiki yüzyıllarca mücadele edildi. 12 bölgeden temsilcinin bulunduğu meclis binasına varana kadar yapıldı. Ama güçlü değildi yıkıldı.Çooook geç kalınmış bi şeydi ve güçlü olmamasının bedeli ödendi ayrı konu..

Kısaca şu linkde bilgiyi edinin lütfen http://www.youtube.com/watch?v=bS-vDYMuV7k(Çerkesya milli meclisi)
O meclisin bağımsızlık bildirgesi bilgileri http://cherkessia.net/bakisacimiz.php?id=3279 okuyunuz.

Ama şu an elde hiç bi şeyimiz yok dünyanın her yerinde dağınık yaptırım gücü olmayan bi toplumuz durum bu.övünülecek bi şeyimiz yok yani.

31 Ocak 2014 Cuma Saat 00:03
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net