Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Huşt Semih Akgün
BİZ BİZE YETERİZ
29 Haziran 2013 Cumartesi Saat 08:47

Kafese beş maymun koyarlar, ortaya da bir merdiven ve tepesine de iple muzları asarlar.

Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde, dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır.

Sadece merdivenleri çıkmaya çalışan maymun değil, diğerleri de bu soğuk sudan nasibini alır.

Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar.

Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymun diğerleri tarafından engellenmeye başlanır.

Daha sonra, maymunlardan biri dışarı alınıp, yerine yeni bir maymun konulur. 

Yeni gelen maymunun ilk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur; fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döverler..

Daha da sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir.. O da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer.

Bu ikinci yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundır.

Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir.

En yeni gelen maymun ilk atağında cezalandırılır, diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiç bir fikirleri yoktur.

Son olarak en baştaki ıslanan maymunların dördüncüsü ve beşincisi de yenileriyle değiştirilir.

Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde, işler bu kafeste böyle gidip geldiği için artık hiç biri merdivene yaklaşmamaktadır.


*


Bir deneyle başladık, bir fıkrayla devam edelim;

Çerkesin biri ölmüş. Hesap kitap derken cehennemliksin demişler.

Bir zebani onu cezasını çekeceği çukura doğru sürüklüyormuş.

Her ulusun ayrı bir çukuru varmış ve her çukurun başında da bir zebani duruyormuş ve çıkmaya çalışan olursa mızrağıyla iterek geri düşürüyormuş.

Sadece Çerkesler'in başında zebani yokmuş. Adam merak edip:

- Neden Çerkeslerin başında zebani bulunmuyor? diye sormuş.

Zebani de; “Gerek yok. Zaten onlardan biri yukarı çıkmaya çalışırsa, diğerleri onu çekip geri düşürüyorlar”, demiş.

Sanırım bu fıkra sadece Çerkesler için değil, başka halklara da uyarlanarak da söylenegelmiş.

Ancak Çerkeslere, özellikle çağımız Çerkeslerine cuk oturmuş.

Hani Necip Fazıl’ın bir şiirinde söylediği gibi;

“Çekiyor tebeşirle, yekûn hattını âfet;
  Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!”

Günümüz Çerkes gerçekliğine ne denli uyuyor.

Ezilmiş, parçalanmış, sürülmüş, dağıtılmış bir halk Çerkesler.

Fakat bütün bunlara rağmen duyarsızlığın, rahatlığın, gevşekliğin, tembelliğin, umarsızlığın ağlarına takılı kalıvermiş.

Ölümün soğuk nefesi ensesinde patlıyor ama kılı kıpırdamıyor.

Mücadele etmesi gerek, zira yaşam bir mücadeleden ibaret.

O da durmuyor, mücadele ediyor.

Ancak tehditlere ve tehditçilere karşı değil.

Sadece ve sadece kendi kendine boğuşuyor, kavga ediyor.

Kuyruğunun peşinde koşan yavru kedi gibi oyalanmaktan başka bir şey yapmıyor.

Oyalanmak, bir oyundan başka bir şey değil.

*

Bir ulus için yapılmaz ne varsa yapılıyor.

Örgütlü olmamanın, aydınlarının toplum önüne çıkmamasının, acılarını çeken bir toplum.

İki kişi bir araya gelse, iki fraksiyon doğuyor.

Sürekli bir amip gibi üreyip çoğalan gruplar.

Üstelik yeterince kalite ve kantite yaratamayan…

*

Bir ulus olabilmenin asgari müştereki vardır;

Ortak bir hedef doğrultusunda birleşmek ve onun için gayret göstermek.

Çerkes uluslaşması bu durumda hangi aşamada?

Zaman hızla geçip giderken, ellerimiz, avuçlarımızdan kayan sürekli bir şeyler olacak.

Birlik, bütünlük, dirlik kavgası verip, güç ve cazibe merkezi yaratamayan bir topluluk, ulus olabilir mi?

Biz Çerkesler daha ne kadar; -“Biz bize yeteriz!” , “Birbirimizin hakkından geliriz!” demeyi sürdürecekler?

En ufak bir sorundan ayrılık/ gayrılık tohumlar çıkartmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?

Silkelenip, kendimize gelmemizin zamanı geldi geçti.

Uyanmaz ve sorunlarımıza sahip çıkmazsak, sonumuz iyi bir son değil!

 

 


Bu yazı toplam 2476 defa okundu.





Bu yazıya yorum eklenmemiştir.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net