Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Açumıj Hilmi
Hey mübarek! Tenekenin boş tarafından nede çok ses çıkıyor!
07 Haziran 2012 Perşembe Saat 13:18

Ben Düzce doğumluyum. Orada doğdum, büyüdüm yetiştim. Düzce’de Çerkes, Abaza, Mohti, Gürcü, Arnavut, Hemşin ve daha pek çok ulustan insan yaşar.

Belki de bu bölgenin en son böylesi ilişkileri görmüş neslinin etkisi altında kaldım. O zamanlar Düzcede Gürcü Gürcüydü, Hemşinli de Hemşinliydi, Çerkesi, Abazası, Arnavutu, Tatarı hep kendileri idi.

İçinde yaşadıkları devletin herkesi tek bir millet saymasına, kanunlarını düzenlerini buna göre inşaa etmesine rağmen Düzcede bu kanunlar adeta bir şekilde işlemezdi.

İnsanlar bu kanunların aksine ilk tanıştıklarında birbirlerine hangi milletten olduklarını sorarlardı. Çerkesce, Abazaca, Hemşince veya Mohtice konuşmak insanlarca gayet normaldi. İsteselerde istemeselerde kendi aralarındaki ilişkiyi düzenleyen bir kültür oluşturmuşlardı.

Düzce-Düzcelilik kültürü, farklı farklı milletlerin ortaklaşa oluşturdukları anlayış. Tc. kanunlarının özünde yok olduğunu saydığı kültürlerin yoğrulması ile kendi aralarındaki ilişkileri düzenledikleri normlar bütünü.

Bir Abaza ile Hemşinli arasında husumet olduğunda veya Çerkes ile Gürcü arasında sorun oluşduğunda olaylar devlet kuruluşlarına mahkemelere, polise jandarmaya aktarılmadan bu milletlerin yaşlıları, sözü geçenleri tarafından kendiliğinden çözümlenmeye sonuca ulaştırılmaya çalışılırdı.

Devletin yok saydığı dolayısıyla üzerinde norm geliştirmediği ilişkiler başka bir kültür oluşmasına sebep olmuştu. Hava hoş günümüzde bundan bir eser de kaldığı söylenemez ya. Şimdi hepsi asimilasyon batağında bambaşka şeylere dönüşmek üzereler.

Kısaca Düzce'de kanunlar bir başka algılanırdı. Mesela silah alımı satımı kanunların çerçevesi dışında olmasına rağmen insanlarca oldukça doğal karşılanırdı vs. vs.

***

Aslında devlet, yapmak zorunda olduğu, gerçekleştirmekle yükümlü sayıldığı  şeyleri yerine getirmiyorsa toplum bunların zaruriliğinden dolayı kendi yapılarını devlete rağmen oluşturur.

Yukarıda kısaca değindiğim ilişki şekli de bunun bir örneği.

Aynı şey ekonomi konusunda, adalet işlerinde vs. de geçerli. Yakın zamanlara kadar Türkiye de ekonominin işlerliliği, paranın el değiştirmesi, borç sistemi vs. üzerinde devletin eksik ve yetersiz uygulamaları sebebiyle çek-senet işi ile ilgilenen gruplar çıkmıştı.

Bu gelişmenin olması şartlar gereği gayet normaldi. Çünkü devlet alacaklı ile borçlu arasındaki husumeti gereken şekilde çözecek  yapılanmalarında yetersiz kalıyordu.

Türkiye de yaşayıp bunlardan habersiz olan kimsenin de var olduğunu sanmıyorum. Tüm Türkiyeninde, çocukluğumun Düzcesinden farklı olduğunu düşünmüyorum. Devletin yok saydığı veya devlet olma gereğini yerine getirmediği her alanda toplum istese de istemese de bir başka çözüm yolu bulmak zorundaydı ve bu çözüm yolları ne yazık ki doğal olarak kanunlar dışındaydı.  

***

Geçtiğimiz günlerde Türkiye basınında bir haber yayınlandı. Düzce’li bir grup çek-senet işlerinden dolayı göz altına alınmış. İçlerinde Avrasya feribotu eylemi organizatörlerinden  Abhazya gazisi Muhammed Tokcan da yer alıyormuş.

Yadsımadım. Muhammedi de tanırım, bilirim. Zaten Düzceli olup Düzceli bu insanları tanımayan kim var ki.

Doğrudur, çek-senet işi de yapıyor olabilirler. Devletin eksik bıraktığı ekonomik işleyişin zorunlu kıldığı yapının içerisinde de yer alıyor olabilirler.

Evet bu kanunlara uygun değil. Kanunların işlemeyişinden, işletilmiyor olmasından kaynaklansa dahi kanunlara uygun değil.

Evet bu konuda göz altına alınmış olabilirler.

Bizim Çerkes ve Kafkas halkları ile alakalı yayın yapan basın kuruluşlarımızın bu haber ilgisini çekmedi. Basit bir asayiş olayı gibi algıladır.

Halbuki Muahmmed’in bir kaç defa tutuklanmış olması hasebiyle bu kadar yıldır çek-senet işini devletin hiç bir organının fark etmemiş olduğunu varsaymakta biraz saflık gerektirir.

«Ne oldu da acaba şimdi birden çek-senet işleri ile ilgileniyor oldukları keşfedildi?» gibi sorular da akla gelmiyor değil.

***

Geçtiğimiz günlerde yine basında başka bir haber yer aldı.

Konunun heveslisi ama cahili olan, hangi milletten olduğunu dahi ortaya koyamayan, vatanın neresi olduğunu dahi söyleyemeyen, belli bir amacı olmayan, her hangi bir amaç dile getiremeyen ve hatta bir misyona sahip olmayan, herhangi elle tutulur bir eylemi söylemi olmayan olabildiğine asimile, ulusundan, milletinden bunların vatanlarında oluşturdukları yapılardan habersiz, anadilini dahi bilmeyen öğrenmek için dahi çabalamayan ama bunun yanında ingilizce, fransızca veya akla bile gelmeyen bambaşka bilgilere sahip iyiniyetli (olduklarına yıllardır inatla inanmaya çalıştığım) gençlerin oluşturduğu ismi dahi ne olduklarını anlatamayan olabildiğine fulu yapının içerisinden birisi tehdit edilmiş.

Bu habere sunum şekli ile oldukça komik bir havadis der geçerdim. Ama yukarıdaki diğer olayın varlığından haberdar olunca gülemedim.

Haberin sunum şekli ile Rusya federasyonuna bağlı organlardan federasyon sınırları içerisinde faaliyet göstereni (FSB) ile ilişkilendirmeleri vs. komikti. Bilmiyorlar der geçerdik. Rusya Federasyonunda yurtdışı işlerle alakalı olan böylesi eylem ve faaliyetleri başka bir kurumun yürüttüğünden haberleri yokmuş derdik, olur biterdi.

Rusya federasyonu içerisinde Çerkesya hareketine karşı bir baskının olduğunu sağır sultan dahi biliyor.

Fakat bu iyi niyetli (olduklarına inatla inanmaya çalıştığım) arkadaşların Rusya Federasyonu için herhangi bir sorun olmadıklarını aksine böyle amaçsız, ne istediğini bilmeyen, bir fikre sahip olmayan davranışları ile sonuna kadar, farkında olmadan Rusya Federasyonu içindeki bu odaklara en iyi hizmet edenler olduklarını bilirken bu işe aklım ermezdi.

Mesela Olimpiyatları istemiyoruz diye toplanıyorlar değilmi? Yaptıkları söyledikleri en gözükür iş bu konu üzerine değil mi?

Evet bazen üç-beşyüz bazen de iki-üç bin kişiyi toplayabiliyorlar, ellerine Çeçen, Asetin, Dağıstan, Çerkes bayrakları alıyor ‘– hoooo, istemiyoz, katil Rusya’ diye falan bağırıyorlar ya..

Halbuki, olimpiyatları iptal etme yetkisine sahip kimse veya bu yetki hangi kuruma aitse buraya onların yanına bir heyet gönderse ve onların vereceği cevabı olimpiyat iptali için sebep göstereceğini söylese....

İşte o zaman aslında olimpiyatlara karşı olmadıkları, bunu sağlamak için çalışmadıkları ve hiç birşeyi kavramamış oldukları ortaya çıkacak.

- Burada soykırımı yapıldı o yüzden olimpiyatlar yapılmasın!

- Kimin soyı kırıldı, diyelim?

- Eee, Adıgelerin, Asetinlerin, Çeçenlerin, Dağıstanlıların, Kumukların, Tatların, Lezgilerin vs. vs.

İşte o an tüm iddiaları yıkılıp gider. O yetkili de güler geçer...

Kısaca Olimpiyatlara karşı yapılan hareketi  Rf yöneticileri sonuç alamaz hale getirmek amacıyla çalışmak istiyorlarsa muhakkak bu forumun hareketini desteklemeliler. Hele hele desteklemeye bile gerek olmadan eğer kendiliğinden bu tip enteresanlıkları kendileri yapıyorlarsa hiç ses çıkartmamak en iyisi... Hele hele hiç bir yapı ile muhatap olmama kararlarını, soykırımı tanıtma amacına sahip olmadıklarını falan duyarlarsa, hele hele 'sadece bunu haykırmak bizim işimiz' diye birde onları kovmaya kalkarlarsa...

Tabii doğrusunu yine Allah bilir.

***  

Muhammed Tokcan ve yaklaşık 50 kişinin gözaltına alınması ve ardından bu iyiniyetli (olduklarına inatla inanmak istediğim) genç grubuna yapılan tehditin aynı zamana gelmesi beni rahatsız ediyor.

Tc. Hükümeti, bu işlerle ilgilenen kurumları vs. eğer bu şekilde bir hareketlenme içerisinde ise ya Rf ile olan ilişkilerinde yeni bir aşamaya geçmiş yada Rf ile olan ilişkilerinin yanı sıra Türkiye’de yeniden canlanmaya başlayan Çerkesya, Abhazya vb. kafkasyalıların vatanları ile ilişkilerini arttırmaya yönelik hareketlerinin aynı zamanda Türkiyede de haklarını isteyecek şekle doğru evrilmeye başlamış olmalarından kaynaklanan rahatsızlığını ortaya koymuş ta olabilir.

Yoksa Muhammed Tokcan’ın gözaltına alınması yalnız başına söz konusu olsaydı basit bir asayiş operasyonu derdim. Bu ikinci olay yanlız başına olsaydı iyiniyetli (olduğuna inanmaya kendimi zorladığım) gençler basit bir tiyatro sergilediler tenekenin boş tarafından gürültü çıkarttılar der geçerdim. Şimdi ise bunları görmemezlikten gelerek tenekenin o boş tarafından ses çıkartanlara, gülüp geçiyorum.. Ne ise bindik bir alamete....   


Bu yazı toplam 6474 defa okundu.





ÖzGüR- Bursa

sayın HAKAŞE siz Açumıj Hilmi köşe yazılarının satır polisliğini bir yana bırakında Kuban Kural ve temsil ettiği siyaset neyi anlatıyormuş anlatında bilelim.
Kendilerinin bile anlatamadığı siyaseti siz anlatmayı deneyin birde.
Temel itirazları alma noktasında duyarlıysanız bizde sizinkini alalım baştan. Açık olmak herkes için aynı sorumluluğu getirir.

16 Haziran 2012 Cumartesi Saat 23:55
Tsey İbrahim

Hilmi bey yazı yazmayı falan bırakırsa çerkes camiasından bir çok kişide işsiz kalacak öyle gözüküyor.
Köşe yazılarında Hilmi bey'e direnç noktası oluşturmak için bir tek deveden hendek atlatmadıkları kalan muhteremler şunu niye düşünmez anlamıyorum.
Beyler sizin yazı veya yorum yapma hakkınız olduğu kadar Hilmi beyinde var.Bu basit önermeyi yaptığım için zekanızla dalga geçtiğimi düşünmeyin ama bazen unutmuş oluyorsunuz hatırlatayım dedim.
Özgür düşünen çerkeslerin yeterince özgür düşünmediğine inandıkları Hilmi bey'in gerçekten özgür düşündüğüne dair kuşkularını nasıl yok edebiliriz? Vallahi zor iş.

15 Haziran 2012 Cuma Saat 20:30
teoman atasoy

arkadaş elbette rf karşı çıkacak bazı önlemler alacak bazı insanlar susturulacak adamlar genel anlamda olimpiyatların sakin ve huzurlu geçmesi için her türlü tedbiri alacak bu zaten bilinen şeyler. varsa türkiyeden, suriyeden , kafkasyadan biçok kişi gözaltına alınacak gürültü patırtı önlenecek. rf kendi adına doğru olanı yapacak.
eeee sen bunları yazınca bu arkadaşlar kurtulacak mı, çek - senet diyorsun , mafya diyorsun yani illegal işlerden bahsediyorsun zaten bu işlerle türkiyede de belli bi kesimin çakalları uğraşmıyor mu idi onaylanmayan insanlar tarafından . demekki bu işlerle uğraşan kişiler pek de makbul olmayan / olamayan bi baltaya da sap olamayan vasıfsız yararsız insanlar . bu durumda böyle tipleri hangi aklıselim insan kabul edebilir. bu tür inssanlar yaptıkları yanlış eylemlerlede bağlı oldukları gruba tehlike arz ederler dünyanın neresinde olursa olsun.
bu tipleri savunan zihniyeti düşünmek lazım derim ( mafyacı-çeksenetçi-tetikçi-çakal )

14 Haziran 2012 Perşembe Saat 10:39
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net