"Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir."
Mark Kay
Yaşam; deneye, yanıla öğretti her şeyi insana.
Fakat bugün, uygarlığın geçirdiği aşamalarla, ateşin yakıcı bir şey olduğunu öğrenmenin tek yolunun, yanan bir sobaya el vurmak olmadığını biliyoruz.
Denemenin ve yenilmenin bedava olmadığı ve bundan sonra da olmayacağını da...
***
Sığ sularda debelenmek isteyene, herkes “buyur” der…
Yüzmesini öğrenmek için ise dalgalı sularda epey boğuşmak gerek.
Yüzmek kadar basit bir eylem için olmazsa olmaz bazı gerekler vardır; İstek, inanç, kararlılık, muhakeme, ortam, gözlem, fizik, güç/enerji, destek, cesaret, sabır, süreklilik vb.
İyi yüzme bilen, hatta profesyonel yüzücülerin dahi boğulduklarına tanık olduğumuz bir dünyada yaşadığımıza göre, risk almadan hiçbir işin başarılamayacağı ortada.
Öyleyse kaybetmekle kazanmak arasında gidip gelmek her canlının kaderinde var.
***
Risk algısı olmadan bir iş başarıya ulaşamaz, ancak bu işin defansif yönüdür.
İş üretmek için yukarıda saydığımız olmazsa olmazlar vardır.
Yeterli midir? Hayır!
***
Gelişen modern dünyada, sürekli değişen koşullar insanları uyum sağlamaya zorlarken, yaşamı sürdürebilmenin ve daha da yükselmenin yollarını arayışa itmektedir.
Bireysel ya da toplumsal her istenen öykü, başarı öyküsüdür.
Bazıları kaybetmeyi isteseler de, temel de insanoğlunda ki dürtü, onu başarılı olmaya odaklamıştır.
***
Yollar engellerle doludur, işler yorucu ve zorlayıcıdır.
Zaman; daima aleyhte çalışan bir casus.
Yerinde saymak, rekabet gücünü yitirmek demektir.
Diller, kültürler ve toplumlar içinde böyledir.
Rakip diller arasından sıyrılıp çıkmak, halk içinde yaşamak.
***
Diğerlerinin yürüdüğü yerde, koşmayan geride kalacaktır.
Ve en küçük zayıflığı, gevşemeyi kaldırmaz “Gelişmenin yasası”.
***
Bir insan ya da topluluk işe, eyleme, harekete talipse, önünde tek bir yol vardır:”Zor olan!”
Kolay işe herkes taliptir.
***
Slogan denizinin sığ sularında ömrünü harcayan birinin, iki karış suda canını yitirmesi komik, ancak imkansız değildir.
Zihinsel deviniminden güç alan, önceliklerini belirleyen, planlayan, çalışan, izleyen, işbirliği ortamı oluşturan, sinerji yaratabilen, sorunlara mantıklı çözümler üretebilen, eksikliklerinin farkına vararak tamamlayabilen, aşırılıklara taviz vermeyen, metodolojisi ve kronolojisi olan, yanlışlarından ders çıkarabilen, yaratıcı ve yeniliklere açık olan, işinde başarılı olmaya adaydır.
***
Yıllar önce yazdığım bir şiir gelince önüme, işte tam zamanı dedim.
Şimdi sizleri şiirimle baş başa bırakmak istiyorum.
Ne demek istediğimi şiirlerim benden daha iyi anlatacaktır.
Küfür Ederek Kahretmek!
I
Dünyada yapılacak
O kadar çok iş var ki
Örneğin küfür ederek
Kahredebilirsiniz
Amerika'yı!
Örneğin yumruk sıkarak
Kırabilirsiniz etkisini
Yahudi lobisinin
Dünyada yapılacak
O kadar çok iş var ki!
II
Örneğin parmak sallayarak
Kahredebilirsiniz
Günümüz Rusya'sını
Ve kurtarabilirsiniz
Tutsak Kafkas halklarını!
Örneğin örneğin
Tam bağımsız olabilirsiniz
Hiç ihracat yapmadan
Tarımda dışa mahkum örneğin
Yedek parça almadan
Depoya yakıt koymadan
Uçak kaldırabilirsiniz göğe
Ve uçağı kaldırdığınız
Göklere atfen
'Geleceğin göklerde' olduğunu
Nutuk edebilirsiniz!
III
Dünyada yapılacak
O kadar çok iş var ki!
Yan gelip yatarak
Bol para kazanmak
Çalışmadan sınıf atlamak
Ve üretmeden tüketmek
Hasılı çok iş var
Uyuyarak gaflette
Zaman doldurmak için
Okumadan yazabilmek
Örneğin örneğin
Ya dürtüklerse bizi birileri
'Şişşşt uyan'
Kalk hazırlan!
Biz nasıl yaparız
Küfür etmeden? ? ?
V
Ancakkkk!
Bizi bunlar rahatlatıyor
Orgazmı tattırıyor
'Ohhhhh çatla!'
'Uyanmayacağım'
'Rüyamı böldürmeyeceğim'
Örneğin
Sana yapacak bir iş bir görev
Ohhhhh! Çatla çatla!
Biraz da dans ederek
Kahredeceğim
Rusya’yı...
Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.
Mark Kay
‘’ Yüzmesini öğrenmek için ise dalgalı sularda epey boğuşmak gerek. ‘’
Semih Akgün
Oysa ben başarının sırrını şöyle düşünüyorum:
Yüzmesini tecrübeli eğitmenler tarafından öğrenmeyenler.
Dalgalı sularda yüzmesini öğrenmek isterse her 100 kişiden 90’ı ölür.
3 ana askeri kuvvet vardır.
Hava, Deniz, Kara,
Bunların her birinin Er’den, Genelkurmay başkanlığına kadar onlarca rütbesi bulunur.
http://www.milligorusportal.com/showthread.php?t=26766
Ayrıca her rütbeden olan askerlerden yüzlerce birlik oluşur.
Hava Kuvvetleri: http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Hava_Kuvvetleri
Deniz Kuvvetleri: http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Deniz_Kuvvetleri
Kara Kuvvetleri : http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Kara_Kuvvetleri
20 yaşında çeşitli mesleklerden ve eğitim düzeyinden gençler askere alınır.
Bunlar kabiliyetlerine sınıflanırılır. Rütbelere ayrılır, Birliklere ayrılır, Acemi eğitimi verilir. Usta birliklerine yollanır.
Tüm bunlar askeri eğitim almış konusunda uzmanlaşmış. Harbiyeli subaylarca gerçekleştirilir.
Ancak ülkelerin kurtuluş savaşlarında topyekûn insanlar yüzme bilemeden hırçın denizlere atılır. Kalan sağlar bizimdir denir.
Bu yüzden Çerkeslik adına, anavatan adına bir mücadele verilecekse en az zayiat, en az personel ile en mükemmeli gerçekleştirmek zorundayız.
Bu da tek başlı örgütlü yapılanma içinde bir, birimizle sürtüşmeden kabiliyetlerimize göre üzerimize alacağımız görevlerde uzmanlaşıp mükemmel olarak yerine getirecek hale geldiğimizde azgın sularda yüzmeye kalkışmakla olur.
Çünkü karşımızda bu katiyetler de güçler var.
Not. Sizin yazınız içeriğindeki ana fikri algılıyorum. Toplumumuza bir birimizle çatışmadan somut eylemler içinde olmayı tavsiye ediyorsunuz.
Semih bey, daha sık yazmalısınız. Dün akşam yazdığınız konularda bir arkladaşımla konuşuyordum.sizin yazıyı gönderdim ona.
ve çok faydalı oldu. kaleminize sağlık.
çerkesyaya selam.sevgi.
Temiz hava gibi bir yazı. İ
nsanın kendisiyle yüzleşmesini sağlayan bu türden yazıları okumak keyifli oluyor.
Elinize sağlık semih bey.