Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Açumıj Hilmi
Adıge Milliyetçiliği Адыгагъэ (Adığağe - Adıgelik)tir
17 Temmuz 2010 Cumartesi Saat 11:52

Her insan bir dünya. Herkes birbirine benzerken yine de birbirinden ayrı.

İnsanla ilgili her türlü bilgi, çıkarım, genellemelerden ibaret olma durumunda, çünkü her insan özel.  Sosyal bilimlerde, sadece sosyal bilimler de değil, hatta din de bile insanın, bireyin özel durumları hep göz önüne alınarak yapılmış genellemeler ön plana çıkmakta.

Dinimizde doğrular Kur’an ve hadisle başlayarak insanın kendisine kadar uzanan bir silsilede dağılmış durumda ele alınıyor. Mezheplerin doğuşuna sebep olan dinamik bir yapı. Hatta her şahsa özel bile denilebilir. Mesela şeker hastası olan bir Müslüman için diğer Müslümanlara haram olan alkol, domuz etinin yanısıra şekerin kendisi haram oluyor. Bazen de eğer ilaç vs gibi bir zorunluluktan kullanması gerekiyorsa diğer Müslümanlara haram olan başka bir şey sadece ona helal olabiliyor.

Sosyal bilimlerin hepside benzer mantık üzerinden çıkarımlarda bulunuyorlar. Mesela Nazımın romantik idealist, bilmem kimin köylüye dayanan sosyalizm anlayışını sosyalistler Anadolu halkı için uygun görebilirler, Çinlilerinki ile Avrupa’da kendi küçük coğrafyasına sıkışan Arnavutların hocasının sosyalizmi artık birbirinden çok farklı çizgide yer alabiliyordu. Almanların 1930’lardan 1950’lere kadarki uluslarının üstünlüğünü temel alan sosyalizm anlayışları ise bu uçluğun en bariz olduğu hatta idi.

Kapitalizm içinde durum farklı değil, Avrupa tarzından vahşi batı tarzına uzanan yelpazede herkesin kendi çapında ve dünyasında bir kapitalizmi yok mu?

***

Adıgeler (Çerkesler) ne kadar az asimile olmuşlarsa o kadar diğer uluslardan farklı dünya görüşüne sahipler. Elbette ki diğer uluslara, topluluklara, diasporalara benziyorlar ama yinede kendi farklılıkları ile kendileri olmağa devam ediyorlar.

Adıge (Çerkes) insanının doğduğu günden itibaren etkilendiği en işler norm olarak önünde eğildiği değerlerin en belirgini Adığağe (Adıgelik) anlayışı.

Dedik ya, her insan bir dünya, her millet başka bir alem, başka bir bakış açısı.

Adığağe’da başka bir bakış açısı, bizim bakış açımız. Bizim milliyetçiliğimiz. Ne kadar az asimile isek o kadar iyi anladığımız kavramlar bütünü, bizi diğerlerinden farklı kılan her şey ve her şeye bizim bakış açımız Adığağe (Adıgelik).

Türkiye’de yaşayan, ülkeye hakim olan ulus her ne kadar sayıca kalabalık, devlet gibi üst örgütlenmelerinde yetkin bir tarihe sahip olsada 20. yüzyıldan itibaren oluşmağa başlamış, yeni soluklanmış bir ulus niteliği sergilemekte. Onların dilinde ve kültürlerinde Türklük (Тыркугъу, тыркуныгъ) kavramı bizim ulusumuzun daha 19. yüzyılda artık kemikleşmicesine içine işlemiş olan Adıgelik (Aдыгагъэ, Adıgelik) kavramının kapsadığı mahiyete, açıklığa günümüzde de sahip değil. İnsanlık (цIыфыгъ), Müslümanlık (быслъымэныгъ) gibi kavramlar ise Türkçe’de Türklük kavramına kıyasla daha köklü ve anlaşılır yapıya sahipler.

Adıge kültürünün koruması ve aktarımında Adıgelik (Адыгагъэ) en önemli güçlerden birisi.

Уадыгэба? (Adıge değil misin ki?) sorusunu kaç defa duyduğunuzu aklınıza getirirseniz ve bu soruya yüklenen anlamı, vazifeyi (tabii eğer asimile değilseniz) anlıyorsanız, Adıgeliği de (Aдыгагъэри) anlıyorsunuz demektir.

Kısaca her Adıge eğer asimile değilse, başkalarının dünyasında yaşayıp onların kavramlarını yaşamının eksenine almamışsa, Adıgelik Aдыгагъэ (Adıge milliyetçiliği) yapıyor demektir.

***

Türkiye’de yaşayan, yanlış söylüyorum kusuruma bakmayın, gönlüm yaşamasından yana da o yüzden böyle söylüyorum yoksa Türkiye’de ölmekte olan, öldürülmeğe (hem iç hem dış dinamikler tarafından) çalışılan Adıgelerin duruma bakış açıları ise değişmeğe başlamış.

Zorunlu, kaçınılmaz sebeplerden asimile olmağa başlayan, Türkiye’de iskan edilmiş Adıgelerin dünyaya bakış açıları asimile olma ölçülerine ve diğer şartlara göre yaşadıkları toplum ile benzeşmeğe başlamış durumda.

Türkiye’nin Türklük anlayışı hala günümüzde bile oturmuş yerleşmiş bir kavram değil. Türkiye’deki herkes Türk’tür anlayışından günümüzdeki muğlak anlayışa uzanan çizgide bir gelişme sarf etmiş durumda.

Asimile olmuşlukları oranında Türkiye Adıgeleri de ne yazık ki bu yoldan gitmekteler.

Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren şehre yerleşmeğe başlayan şehirlileşen, Adıge şehirlisi (burjuvası),  oluşumunda kökleri olan Adıge köylüsünün birikimini, Türkiye şehirlisinin (bir anlamda yeni Türklük anlayışının da temelinin) etkisi ile şekillendirmeğe başladı.

Bu bir zorunluluktu belki de. Bu hareketin başka mecralara da yol aldırılabilmesi mümkündü belki, ama henüz bu olmadı.

Bu yeni (ve Çerkes tanımlamasındaki bozuk temele dayanan) tarz, halkın kendisinden her gün daha da koptu. Koruması gereken halkı koruma niteliğini kazanamadığı (halkın temel değerlerinden olan Adıgelik anlayışına ters olduğu)  içinde halkın asimilesine set çekemedi. Mesela en güzel Çerkesçe (Adıgece) konuşanlar, vatan (хэку) kavramına sahip olanlar, Adıgelik (Aдыгагъэ) kavramı ve uygulamasına sadık olanlar, şehirli (bu bağlamda dernekli) Adıgeler değil asimile batağında hemen hemen hiç korumasız kalmış olan köylü Adıgeler oldular.

***

İşte bu aşamada, günümüzde, Adıgelik (Çerkeslik) anlayışı şehirli veya şehirleşme (burjuvalaşma) özentisindeki kitlenin oluşturduğu dernekler etrafında benim kabul edemediğim mecrada şekillendi. Onların Çerkesleri, aynı Türkiye’nin kendilerine çok benzeyen hakimleri tarafından tüm Türkiyeliler Türk’tür şeklinin birebir fotokopisi olmak üzere tüm Kafkasyalılardı.

Bu tanım Kafkasya’da hiç bir zaman rağbet görmemişti. Sovyetlerin çökmesi sonucunda Kafkasya ile daha canlı bir şekilde kurulan ilişkiler bile Türkiye’deki bu sapkın Çerkeslik anlayışını etkileyememişti. Tam tersine bu anlayışı, özellikle Türk diasporasının sapkın örgütlenmeleri  Kafkasya’dakilere de empoze etmeği kendilerine vazife edinmişlerdi. Var olan, canlı olan, halkın ortak bilincinde (diasporadaki halk kitlelerinde bile)  hala varlığını sürdüren bu duyguyu farkında olmadan (bilinçli bir şekilde empoze edildiğini varsaymak bile istemiyorum) yok etmeğe uzun yıllar çalıştılar. Aslında bu, var olan milli bilincin değiştirilmesi yolunda hakim uluslara yardımdan başka bir şey değildi.

Son yıllarda bu sapkın görüş güç yitirmeğe başladı. Değişimleri Kafkasya bağlantısından ziyade yine aynı şekilde Türkiye’deki değişim ve gelişmelerden etkilenmekte, (etkilenmekte demek bile az,) aynen kopyalanmakta, Kafkasya ile alakalı kendilerinin türettiği terminolojiye uygulanmakta; daha öteye ise geçmiyorlar.

Türkiye egemenlerince artık Türkiye’de yaşayan herkes Türk değil. Türkiye’de; ‘Kürtler farklılar, Çerkeslerin, gürcülerin çoğu Türk olmuş, bizden sayılırlar, Lazlarsa artık zaten Türk’ diyen bir anlayış yaşamakta. Türk hükümetinin, egemenlerinin, Türkiyelilerin genel kanısı bu değil mi?

Bizimkilerde bu politikayı, kanıyı hemen derneklerimize taşıyıp oturttular. Kafkasya’daki gelişmelerde buna yardımcı olmamış ta değil. Artık Kaffed’in derneklerinde Çerkes denildiğinde; Adıge çoğunluk, Adıgeleşmiş Abazinler dolayısıyla oldukça çok Çerkes saydıkları Abazalar onlara kıyasla biraz daha az Çerkes olan Asetinler, Çerkes sayılsa da olur sayılmasa da olur cinsinden diğer halklar anlaşılıyor.

Velhasıl; Adıgelik, derneklerdeki Adıgelik (Çerkeslik) hiç değil. Adıgelik ile alakalı en ufak şüphemizde başvuracağımız en büyük kaynak milletin kendi değerleri, milleti millet yapan temel unsurlardan birisi olan Adıgağe (Adıgelik).

Adıge milliyetçiliği Adığağe’nın kendisinden kök bulan bir harekettir.

Kişi ne kadar az asimile ise o kadar çok Adıge ve Adıgağenin anlamını biliyor demektir.

Kişi, bu tanımı, bu anlayışı ne kadar çok başka anlayış ve tanımlamalarla açıklamağa çalışıyor, kendi kendini açıklayamıyor diye düşünüyor, özü ile anlamlandıramıyorsa o kadar yok olmuş, asimile olmuş, Türk, Arap vs. olmuş demektir, çünkü açıklanmak istenen bir duygudur ve bu duygunun eksikliği asimile olunduğunun en büyük belirtecidir.

Peki, Adığağe 150 yıl önceki anlayışın kendisimidir? Elbette ki değil. Уадыгэба? (Çerkes değil misin ki?), сыадыгэба (Çerkesim: Çerkesim de o yüzden, böyleyim) özeleştirisine сыадыг (Çerkesim) cevabını verebilen her tarz ise Adıgağe’dır, Adıgeliktir.



Bu yazı toplam 3265 defa okundu.





Bu yazıya yorum eklenmemiştir.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net